Srebrenitsa Soykırımının 20. Yıl Dönümü

Srebrenitsa soykırımında hayatını kaybeden kurbanların cenazesini taşıyan tır, başkent Saraybosna'ya ulaştı.

Srebrenitsa'daki soykırımda hayatını kaybeden kurbanlardan kimlik tespiti yapılanların cenazelerini taşıyan ve bu sabah Visoko'dan yola çıkan tır başkent Saraybosna'ya ulaştı.

11 Temmuz'da Potoçari Anıt Mezarlığı'nda toprağa verilecek 136 soykırım kurbanının cenazelerini taşıya konvoyun, Mareşal Tito Bulvarı'ndan geçişi sırasında duygusal anlar yaşandı. Cenazeleri yolcu etmek için caddenin her iki tarafına dizilen binlerce vatandaş, tabutları gözyaşlarıyla uğurladı.

SREBRENİTSA'YA GİDEMEYENLER BURADAN İZLEYEBİLİR-TIKLAYINIZ

ZALİMLER AMAÇLARINA ULAŞTI

Saraybosna'da ilk olarak Cumhurbaşkanlığı binası önüne gelen konvoyu Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi'nin Boşnak üyesi Bakir İzzetbegoviç, Hırvat üyesi Dragan Çoviç, Bosna Hersek Temsilciler Meclisi Başkanı Şefik Caferoviç, Bosna Hersek İslam Birliği Başkanı Husein Kavazoviç, Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Cihad Erginay, bakanlar, büyükelçiler, belediye başkanları ve vatandaşlar karşıladı.

Srebrenitsalı Aza Smayiç, soykırımda kaybettiği eşini, erkek kardeşini ve yeğenini 2003 yılında toprağa verdiğini belirterek, "Bugün kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Adalet beklentim yok. Zalimler amaçlarına ulaştı" şeklinde konuştu.

Cenazeleri taşıyan konvoy daha sonra Saraybosna'da Öldürülen Çocuklar Anıtı ve iki büyük katliamın yaşandığı Markale pazar yerinde durdu. Konvoy, dualar ve gözyaşlarıyla Saraybosna'dan ayrılarak 11 Temmuz'da toplu cenaze töreninin düzenleneceği Potoçari'ye hareket etti.

ÜÇ KUŞAK BİRDEN TOPRAĞA VERİLECEK

Potoçari Anıt Mezarlığı'nda bu yıl toprağa verilecek 136 kurbanın en yaşlısı öldürüldüğünde 75 yaşında olan Yusuf Smayloviç. Smayloviç, oğlu ve torunu ile birlikte toprağa verilecek.

Öte yandan, bu yıl defnedilecekler arasında ayrıca öldürüldüklerinde henüz reşit olmayan 18 kurban da bulunuyor.

Srebrenitsa Soykırımı'nın 20. yılı dolayısıyla düzenlenecek cenaze törenine aralarında Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da bulunduğu çok sayıda devlet ve hükümet başkanı da katılacak.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.