Stres Adale Ağrısına Neden Oluyor

Stres ve yoğun tempolu yaşam, adaleleri ve adale bağlantılarını sağlayan bağ dokusunu ilgilendiren ve kişinin yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşüren miyofasiyal ağrıya yol açıyor.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, miyofasiyal ağrının, adaleleri ve adale bağlantılarını sağlayan bir tür bağ dokusunu ilgilendiren ve yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşüren önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.

Miyofasiyal ağrının, adaleyi zorlayan bir uyarı ve gerginlik ile oluştuğunun altını çizen Kutsal, tekrarlayan zorlanmaların bu süreci başlattığını vurguladı. Kutsal, miyofasiyal ağrıya neden olabilen birçok etken olabildiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Bu nedenler arasında, stres, gergin yaşam, adale spazmı, yorgunluk ve anksiyete öne çıkıyor. Bu tür sorunlar yaşayanlarda zorlanmış adalelerde tetik noktaların oluşumu daha fazla oluyor. Bu durum uyku sorunlarına, uyku sırasında rahat bir dinlenme pozisyonu bulunamamasına neden olabiliyor. Uyku sırasındaki yatış pozisyonu değişikliği bir tetik noktayı uyararak, ağrı oluşmasına ve uykudan uyanmaya neden olabiliyor.

Çiğneme adalelerinde tutulum olursa hastanın çiğneme işlevinde zorluk ortaya çıkabiliyor. Diş gıcırdatma ve çene ekleminde kilitlenme de miyofasiyal ağrı ile ilintili bulunmuştur. Bu durumda hasta baş ağrısına da çekebilir.”

“MİYOFASİYAL AĞRI BÖLGESEL, FİBROMİYALJİ İSE YAYGINDIR”

Kutsal, miyofasiyal ağrının yaşamı tehdit eden veya herhangi bir sakatlığa neden olan bir durum olmadığını ancak yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini, sosyal yaşamda üretkenliği engellediğini söyledi.

Kişiye uygun ilaçlar, fizik tedavi programları, diş sıkmayı önleyen splintler, cihazlar, gevşeme egzersizleri, ağrılı adalelere yönelik lokal enjeksiyonlar gibi tedavi seçenekleri bulunduğunu anlatan Kutsal, bunun en sık olarak “fibromiyalji” sorunu ile karıştırıldığına dikkati çekti.

Fibromiyaljinin, yaygın ağrılarla, adalelerde hassas noktalarla, yorgunlukla seyreden ve kronik bir sorun olduğunu dile getiren Kutsal, “Fibromiyaljide görülen adalelerdeki hassas noktaların aksine miyofasiyal ağrıda tetik noktalar ortaya çıkar. Miyofasiyal ağrı bölgesel fibromiyalji ağrı ise yaygındır.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.