Şuarâ Suresi 189. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Şuarâ Suresi 189. ayeti ne anlatıyor? Şuarâ Suresi 189. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Şuarâ Suresi 189. Ayetinin Arapçası:
فَكَذَّبُوهُ فَاَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ الظُّلَّةِۜ اِنَّهُ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظ۪يمٍ
Şuarâ Suresi 189. Ayetinin Meali (Anlamı):
Hâsılı onlar Şuayb’ı yalanlamayı sürdürdüler. Derken, etrafı kapkara bulutların kapladığı o günde bir felâket onları yakalayıverdi. Gerçekten o, büyük bir günün azabı idi.
Şuarâ Suresi 189. Ayetinin Tefsiri:
Eyke
halkı Şuayb (a.s.)’ı yalanladılar. Onun büyülenmiş, cinlenmiş bir deli olduğunu
söylediler. Daha da ileri giderek küstahça göğü parçalar hâlinde üzerlerine
düşürmesini istediler. Neticede, etrafı kapkara bulutların kapladığı gününün
korkunç azabıyla helâk edildiler.
Anlatıldığına
göre Allah Teâlâ, üzerlerine cehennem kapılarından bir kapı açtı, onlara son
derece şiddetli bir sıcak gönderdi. Nefes alamaz oldular, evlerine girdiler,
gölgenin onlara bir faydası olmadı. Suyun da bir faydası olmadı. Sıcaktan
kavrulup piştiler. Ondan kurtulmak için ovaya kaçtılar. Bu kez Cenâb-ı Hak
üzerlerine bir bulut gönderdi ve bu bulut onları gölgelendirdi. Orada birazcık
serinlik, rahatlık ve hoş rüzgar buldular. Biri diğerini çağırmaya başladı;
böylece hepsi o bulutun altında toplandı. Nihâyet Yüce Allah, o bulutu alevle
tutuşturdu. Altlarından yer sarsıldı, kavrulan çekirgelerin yandığı gibi
yandılar ve küle döndüler. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XIX, 134)
Bu
kıssa ile özellikle ölçü ve tartıda haksızlık yapan, kul hakkı yiyen ve
yeryüzünde bozgunculuk yapan fert ve toplumlara mühim bir ders verilmektedir.
Buraya kadar ilâhî mesajı elden ele taşıyan bir
kısım peygamberlerin hayatlarından örnekler verildi. Şimdi söz insanlığa büyük
bir lutuf olarak bahşedilen son Peygamber ve son kitaba gelmiş bulunmaktadır:
Şuarâ Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Şuarâ Suresi 189. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...