Şuarâ Suresi 218. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Şuarâ Suresi 218. ayeti ne anlatıyor? Şuarâ Suresi 218. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Şuarâ Suresi 218. Ayetinin Arapçası:

اَلَّذ۪ي يَرٰيكَ ح۪ينَ تَقُومُۙ

Şuarâ Suresi 218. Ayetinin Meali (Anlamı):

O ki, sen namaz için, tebliğ için kıyâm ettiğin zaman seni görüyor.

Şuarâ Suresi 218. Ayetinin Tefsiri:

İslâm tebliğcisinin muvaffak olabilmesi için, yegâne istinatgâh olan Rabbine tevekkül etmesi zaruridir. Tüm imkânlarını seferber ederek vazifesini hakkiyle yerine getirdikten sonra neticeyi Allah’a bırakmalıdır. O’nun takdirinin en hayırlı olduğuna inanmalıdır. Çünkü Allah Azîz’dir; mağlup edilmez ve geri çevrilmez bir kudrete sahiptir. Rahimdir; kullarına ve özellikle dinini tebliğe çalışan Peygamber ve onun bağlılarına sonsuz merhamet eder. Başarılı olabilmeleri için her türlü yardımı cömertçe yapar. O, bir kul dinine hizmet için kıyam ettiğinde, namaz kılmak üzere ayağa kalktığında onu görür. Yine O, Resûlullah (s.a.s.) misalinde olduğu gibi, kulun secde edenler arasında dolaşmasını, cemaatle namaz kılarken kıyam, rukü ve secde halleri gibi fizîken şekilden şekle girmesini, yine huşû içinde namazın mânasına vararak, ruhunun rakikleşip kıvrılarak halden hale geçmesini görür. Çünkü O, her şeyi hakkiyle işiten ve her şeyi kemâliyle bilendir. Kuluna esas yardım edecek, onu koruyacak ve muvaffak kılacak yalnızca O’dur.

“Secde edenler arasında dolaşmanı, halden hâle girmeni de görüyor”  (Şuarâ 26/219) âyetine şu mânalar da verilir:

Birincisi; İbn Abbas (r.a.) şöyle der: “Rasûlüm! Senin nûrun, hep secde edenlerden secde edenlere dolaştırılarak; Hz. Âdem, Nûh, İbrâhim gibi bir peygamberden diğerine intikâl ettirilerek sana kadar ulaşmış, en son bu ümmet içinde peygamber olarak ortaya çıkmışsındır. Bunlar hep Allah Teâlâ’nın görmesi ve murakabesi altında gerçekleşmiştir.” (bk. Kurtubî, el-Câmi‘, XIII, 144, Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, VIII, 214 ) Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.)’in mensûb olduğu topluluk ne za­man ikiye ayrılsa, Allah Teâlâ, Rasûlü’nü en hayırlı toplulukta bulundurmuştur. O’nun varlığı aydınlatan nûru, Hz. Âdem (a.s.)’dan beri en temiz anne ve babalar­dan teselsül ettirilerek kendisine intikâl etmiştir. (Bk. Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 210)

Fahr-i Kâinat (s.a.s.), bu husûsu şöyle dile getirir:

“Ben, Âdemoğullarının en hayırlı ve en temiz olanlarından, devirden devire, âileden âileye geçerek, nihâyet şu içinde bulunduğum âileden vücûda getirildim!” (Buhârî, Menâkıb 23)

İkincisi; bu âyet-i kerîme hakkında Kâdî Beyzâvî diyor ki: “Ümmet için beş vakit namaz farz olup da gece namazı sünnet hâline gelince, Resûl-i Ekrem (s.a.s.), ashâbın ahvâlini müşâhede sadedinde gece vakti hücre-i seâdetlerinden dışarı çıkıp ashâbın evleri arasında dolaşmış ve o evleri Kur’ân tilâveti, zikir ve tesbih sesiyle arı kovanları gibi uğuldar bir hâlde bulmuştu. Âyet onu haber vermektedir.” (bk.Beydâvî, Envâru’t-Tenzil, IV, 111)

Cin ve şeytanların Kur’an’ın nüzülüyle hiçbir ilgileri olmadığı anlaşıldı. Peki, şeytanların esas alışverişleri kiminledir:

Şuarâ Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Şuarâ Suresi 218. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...