Sudan'da Gönüllü Elçilerin Onardığı Örnek Okul

TİKA’nın "2017 Afrika Tecrübe Paylaşım Programı" kapsamında Sudan'a gelen üniversite öğrencilerinin onardığı Nur-i Osmaniye Eğitim Külliyesi, yenilenmiş yüzüyle diğer okullara örnek gösteriliyor. 150 öğrencinin eğitim gördüğü okulda, öğrencilerin kitap, kırtasiye ve okul üniformaları Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı tarafından karşılandı.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) koordinasyonunda Türk Hava Yolları (THY), Anadolu Ajansı (AA) ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) iş birliğinde düzenlenen "2017 Afrika Tecrübe Paylaşım Programı" kapsamında Sudan'a gelen 12 üniversite öğrencisinin onardığı okulun son hali diğer okullara örnek oluyor.

Umdurman iline bağlı Haşabe köyündeki Nur-i Osmaniye Eğitim Külliyesinde ilköğretim düzeyindeki 150 öğrenci eğitim görüyor.

Öğrencilerin kitap, kırtasiye ve okul üniformaları Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı tarafından karşılandı.

Hüdayi Vakfı Sudan Koordinatörü Musab Demirlenk, Sudan’da partner kuruluş İhya Derneğiyle hareket ettiklerini belirterek “Okul 2015 yılında Türkiye’den bir hayırsever tarafından yaptırılmıştı. Köydeki sel sonucu okulda ciddi hasarlar oluştu. TİKA aracılığıyla Sudan’a gelen üniversiteliler, özverili çalışmalarıyla okulu tekrar güzel haline çevirdi.” diye konuştu.

Okulda çalışan idare, öğretmen ve personel maaşlarını Türkiye’deki hayırseverlerin karşıladığını ifade eden Okul Müdürü Mübarek Ahmet, Nur-i Osmaniye Eğitim Külliyesinin çevre okullara örnek gösterildiğini vurguladı.

Okul öğrencisi Eşref Eddav de “Köye okul yapılmadan önce okuluma gitmek için 3 kilometre yürüyordum. Yağmur mevsiminde ve aşırı sıcaklarda ise çoğu zaman gidemiyordum. Şimdi eğitimim aksamıyor. Okulumuz hasar gördüğünde üzülmüştük fakat Türkiye’den gelen ağabeylerimiz tekrar güzelleştirdi.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.