Sudanlı Öğrencilerden Türkiye'deki Depremzedeler İçin Bağış Kampanyası

Sudan'ın başkenti Hartum'daki Nahda Üniversitesinin öncülük ettiği özel üniversiteler, eğitim kurumları ve çeşitli dernekler, Türkiye ve Suriye'deki depremzedelerle dayanışma kapsamında "Umut Penceresi" adlı bağış kampanyası başlattı.

Kampanyanın duyurulması amacıyla Nahda Üniversitesi'nde düzenlenen törene, Sosyal Kalkınma Bakanı Adem Bahit, Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi İsmail Çobanoğlu, Nahda Üniversitesi Rektörü İman Beşir Nuruddaim, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Öğrenciler, "Kalplerimiz ve dualarımız sizinle, yalnız değilsiniz", "Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz" yazılı pankartlar açtı. Törende konuşan Büyükelçi İsmail Çobanoğlu, "Bu zor günlerimizde Sudanlı kardeşlerimizin desteği, dayanışması bizi ayakta tuttu. Sudanlı kardeşlerimiz bizimle üzüldü bizimle ağladı. Büyükelçiliğimiz, acılarını paylaşmak isteyen Sudanlı kardeşlerimizle doldu taştı." dedi.

Sudan'ın Türkiye'ye gönderdiği arama kurtarma ekibinin enkaz altından canlar kurtardığını, Sudan Sosyal Kalkınma Bakanlığının himayesinde başlatılan bağış ve yardım kampanyalarının birçok depremzedeye deva olduğunu belirten Çobanoğlu, "Poşetlerle büyükelçiliğimize para bağışlayanlar, ellerindeki yüzüklerini bize teklif eden Sudanlı kardeşlerimiz oldu. Bütün bu faaliyetler tabiki çok değerli. Bu zor anımızda yanımızda duran Sudanlı kardeşlerimizi asla unutmayacağız." diye konuştu.

Rektör Nuruddaim, "Bugün birçok yerel ve yabancı eğitim kurumunun çalışanları ve öğrencilerinin katkısıyla "Umut Penceresi" adlı girişimimizi başlattığımız büyük bir gün. Öğrencilerimiz, Müslüman toplumların zor zamanlarında birbirleriyle dayanışma ve beraberlik içerisinde olması gerektiği duygusundan hareketle içtenlikle bir girişime ön ayak oldular." ifadelerini kullandı.

Sudan Yükseköğretim Bakanlığı ve Sosyal Kalkınma Bakanlığının himayesindeki kampanyaya, üniversite çalışanları, akademisyenler ve öğrencilerin haricinde çeşitli üniversitelerden sivil toplum kuruluşlarından ve iş insanlarından destek sözü aldıklarını aktaran Nuruddaim, hayır çarşıları, farkındalık programları gibi bir hafta sürecek çeşitli etkinliklerde toplanacak yardımların Sosyal Kalkınma Bakanlığı ve büyükelçilikler üzerinden depremzedelere ulaştırılacağını kaydetti.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.