Suffe Meclisi Sizleri Bekliyor!

İstanbul’daki ilahiyat fakültelerinde tahsil gören öğrenciler için medrese usûlü eğitim veren Suffe Meclisi İslâmî İlimler Merkezi 2016/17 dönemi kayıtları başladı.

İstanbul’da Marmara, İstanbul, FSM Üniversitelerinin ilahiyat fakültelerinde tahsil gören öğrenciler için eğitimlerine katkı sağlayacak ve ulemanın müstakim çizgisinde 5 sene süren yoğunlaştırılmış Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı, Suffe Meclisi İslâmî İlimler Merkezi, Medrese Usûlü Ders Halkası 2016/17 dönemi kayıtları devam ediyor.

suffe_meclisi1

SUFFE MECLİSİ'NDE NELER VAR?

Suffe Meclisi, dört senedir devam etmekte olan ve tamamı İslâmî ilimlere dair kadim Arapça eserlerin okutulduğu müstakil bir fakülte hüviyeti arz eden ilmi ders halkasıdır. Muhtevası itibariyle Sarf, Nahiv, Mantık, Belâgât ve diğer “âlet ilimlerinin” yanı sıra Tefsir, Hadis, Fıkıh, Akâid ve Usûl-ü Fetva gibi “âlî ilimleri” ders olarak okutuluyor.

ilimhalkasi

Ders saatleri birinci ve ikinci örgün eğitimde okuyan talebelerin okul ders saatlerine göre tayin edilmekte olup dersler birinci öğretimler için 16.00; ikinci öğretimler içinse saat 08.30’da başlamaktadır. Her sene yeni talebe alan Suffe Meclisi’nde dersler Ekim başında başlamaktadır ve kış tatilinde bir hafta; yaz tatilinde iki hafta olacak şekilde izin yapmaktadır.

İLAHİYAT ÖĞRENCİLERİNE BURS VE BARINMA İMKANI

Erkek öğrencilere yönelik olan bu programda, ilahiyat öğrencilerine burs ve barınma imkanı da sunuluyor. Başvuru yapmak ve bilgi almak isteyenlerin 09.00-18.00 saatleri arasında müracaat etmeleri gerekmektedir.

Kayıtlar ve dersler hakkında detaylı bilgi için,

216 201 28 38

538 524 46 10

suffemeclisi@gmail.com

facebook.com/suffemeclisi

twitter.com/suffemeclisi2016-08-14

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.