Suffe Meclisi'nde İlim Halkası Kuruluyor

Suffe Meclisi Medrese Usûlü Ders Halkası 2014–2015 dönemi kayıt başvuruları başladı.

İstanbul’da herhangi bir ilahiyat fakültesinde tahsil gören erkek öğrenciler için, Aziz Mahmud Hüdâyî Vakfı İlmi Araştırmalar Merkezi (İLAM) Suffe Meclisi Medrese Usûlü Ders Halkası 2014–2015 dönemi kayıt başvuruları başladı.

SUFFE

Suffe Meclisi, iki senedir devam etmekte olan ve tamamı İslâmî İlimlere dair kadim Arapça eserlerin okutulduğu müstakil bir fakülte hüviyeti arz eden ilmi ders halkasıdır. Muhtevası itibariyle Sarf, Nahiv, Mantık, Belâgât ve diğer “âlet ilimlerinin” yanı sıra Tefsir, Hadis, Fıkıh, Akâid ve Usûl-ü Fetva gibi “âlî ilimleri” ders olarak okutuluyor.

Ders saatleri birinci ve ikinci örgün eğitimde okuyan talebelerin, okul ders saatlerine göre tayin edilmekte olup dersler birinci öğretimler için 16.00; ikinci öğretimler içinse saat 08.30’da başlayacak. Her sene yeni talebe alan Suffe Meclisi’nde dersler Ekim başında başlıyor ve kış tatilinde 1 hafta; yaz tatilinde 2 hafta olacak şekilde izin yapılıyor. Böylece tüm sene boyunca derslere ara verilmeden devam edilmekte olup 5 senelik program ve müfredata riayet ediliyor.

Dersler haftanın 6 günü devam ediyor ve sadece pazar günleri ders yapılmıyor. Evi İstanbul’da olan talebeler ise ev iznine 2 hafta aralıklarla çıkıyor, diğer zamanlarını ders arkadaşlarıyla birlikte mütâlaa ile dolduruyor. Bu şekilde ikinci bir fakülte şeklinde değerlendirilebilecek Suffe Meclisi, sınırlı zaman olan 5 senelik fakülte sürecini hakkını verecek şekilde ikmal etmeyi hedefliyor.

SEZAİ KARAKOÇ GİBİ MÜTEFEKKİRLER DE OKUTULUYOR

Bunlarla birlikte okullarda tartışılmakta olan ve ilahiyat talebesini yakından ilgilendiren tarihsellik hermenotik, modernizm gibi mes’elelere dair mülahazalar iki haftada bir defa Pazar günleri yapılan “Müesses İslam Nizamına Karşı Modern Zaman Telakkileri” başlıklı seminerleriyle ele almakta olup bunlarla ilgili okumalar yapılmaktadır. Arapça okunan muhalled eserlerin yanı sıra talebeler sürekli olarak Necip Fazıl, Sezâi Karakoç ve Mehmet Akif gibi iman, fikir ve harekette tecessüm eden ulu kahramanların fikir ufkuna dair okumalar yapmaya teşvik edilmekte; metinden ve ibareden alınan ilhamın müstakim bir fikir örgüsüyle ifade edilmesi gaye edinilmekte.

Kayıtlar ve dersler hakkında detaylı bilgi için iletişim;

Tel: 0537 309 53 60

www.ilam.org.tr/birimler/ilam-suffe-meclisi.html

suffemeclisi@gmail.com

www.facebook.com/suffemeclisi

www.twitter.com/suffemeclisi

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.