Şükür ile İlgili Hadisler

HADİSLER

Şükür ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.v.) şükür hakkındaki bazı hadisleri...

Peygamber (s.a.v.) Efendimizin şükür ile ilgili hadis-i şerifleri...

ŞÜKÜR HAKKINDA HADİSLER

Ebû Yahyâ Suheyb İbni Sinân’dan (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Mü’minin durumu gıbta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur.  Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.” (Müslim, Zühd 64)

***

Muâz İbni Cebel’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.), Muâz’ın (r.a.) elini tutmuş ve şöyle buyurmuştur:

Ey Muâz, Allah’a yemin ederim ki, ben seni gerçekten seviyorum. Sonra da ey Muâz sana her namazın sonunda: “Allahım! Seni anmak, sana şükretmek ve sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et!” duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum.” (Ebû Dâvûd, Vitr 26; Nesâî, Sehv 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 30)

***

Ziyâd (r.a.), Mugîre’nin (r.a.) şöyle dediğini işitmiştir:

“Peygamber ayakları (ya da bacakları) şişinceye kadar (gece) namaz kılardı. Bu durum hakkında ona bir şey söylendiğinde, ‘Şükreden bir kul olmayayım mı?’ derdi.” (Buhârî, Teheccüd, 6)

***

Ebû Hüreyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.” (Tirmizî, Birr, 35)

***

Câbir b. Abdullah (r.a.) tarafından nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Bir kimseye bir nimet verilir de onu (hayırla yâd ederek) dile getirirse, onun şükrünü yerine getirmiş olur. Eğer onu (kimseye söylemeyerek) gizlerse ona nankörlük etmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 11)

***

Ebû Hüreyre’den (r.a.) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Yiyip şükreden kimse sabrederek oruç tutan kimse gibidir.” (Tirmizî, Sıfâtü’l-kıyâme, 43; İbn Mâce, Sıyâm, 55)

***

Peygamberimizin (s.a.v.) şöyle dediği rivayet edilir:

“Îman iki kısımdır. Yarısı sabırda, yarısı şükürdedir.” (Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, VII, s. 127)