Sultan 1. Mahmut Kütüphanesi

Ayasofya 1. Mahmut Kütüphanesi nerededir? Ayasofya 1. Mahmut Kütüphanesi tarihi, özellikleri, hakkında bilgi..

Ayasofyadaki en önemli Osmanlı eklentilerinden birisi Sultan 1. Mahmut tarafından 1739 yılında yaptırılan yapının güney kısmında iki payanda arasına yaptırılmış olan kütüphanedir. Bu bölüm, okuma salonu ile Hazine-i Kütüb (Kitapların saklandığı yer) ve onları birleştiren koridor ve taşlıktan oluşmakta ve ana mekândan, 6 sütunun taşıdığı altın yaldızlı tunç şebeke ile ayrılmaktadır. Tunç şebeke, çiçek ve kıvrık dallarla süslüdür.

KÜTÜPHANENİN KAPISINDA “YA FETTAH” YAZILI

Kütüphanenin iki kanatlı kapısı üzerinde “Ya Fettah” yazılı, iki kapı kulbu bulunmaktadır.

“Ya Fettah”, Allah’ın 99 isminden biri olup, “kullarına hayır ve rızık kapılarını açan, zorlukları kolaylaştıran” anlamına gelmesinden dolayı, Osmanlı Döneminde kapılar üzerindeki tokmaklarda sıkça kullanıldığı görülmektedir. Okuma salonunun doğu duvarında Sultan I. Mahmut’un somaki mermere işlenmiş tuğrası yer alır.

I. MAHMUT KÜTÜPHANESİ ÇİNİLERİ

Okuma odası ve Hazine-i Kütüb’ü birleştiren koridor, çiçek, gül, karanfil, lale ve servi motiflerinin görüldüğü, 16 -18. yüzyıl İznik, Kütahya ve Tekfur atölyelerine ait çiniler ile süslüdür. Kitaplık kısmındaki ahşap kitap dolapları gül ağacından yapılmıştır. Sultan I. Mahmut ve dönemin önde gelen kişilerinin de kitap bağışında bulunduğu kütüphanedeki, yaklaşık 5000 adet kitap, 1968 yılında Süleymaniye Kütüphanesi’ne devredilerek, “Ayasofya Özel Koleksiyonu” adıyla burada korunmaktadır.

Kütüphanenin okuma bölümünde, üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen, alçak, küçük masa şeklinde sedef kakma tekniği ile süslü ahşaptan rahleler ile Kur’an-ı Kerim’lerin içinde korunduğu iki adet sedef, fildişi kaplamalı Kuran mahfazası bulunmaktadır.

SULTAN 1. MAHMUT KÜTÜPHANESİ NEREDEDİR? - HARİTA

 

İslam ve İhsan

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER

İstanbul’da Gezilecek Yerler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.