Sultan Abdülaziz’in Takvası
Sultan Abdülaziz nasıl biriydi? Sultan Abdülaziz nasıl bir takvâya sahipti? Sultan Abdülaziz’in müthiş takvâsı.
Takvâ, harâma düşme endişesiyle şüpheli şeyleri, hattâ birtakım mübahları dahî terk etmeyi îcâb ettirir. Bunun bir misâli şöyledir:
SULTAN ABDÜLAZİZ’İN TAKVASI
Ordu ve donanmasını göz kamaştıracak bir seviyeye getiren, iç karışıklıkları mâhirâne bir siyâsetle bertarâf eden ve böylece devleti, eski îtibarlı mevkiine doğru yükseltmeye başlayan Sultan Abdülazîz Hân, bütün dünyânın alâkasını celbetmişti. Bundan dolayı Sultan, Fransa ve İngiltere’ye dâvet edildi.
Son derece dindar bir pâdişâh olan Abdülazîz Hân, Avrupalılar’ın yemeklerinin şer’an mahzurlu olabileceğini düşünerek beraberinde Bolulu aşçılar götürdü.
Abdülazîz Hân, gâyet dindarâne ve intizamlı bir hayat süren sâlih bir insandı. Hayâtı boyunca (normal kaynak) su yerine zemzem içecek kadar takvâ sâhibi idi. Hattâ Avrupa’ya seyahate gittiği zaman, abdest suyunu beraberinde götürdüğü rivâyet edilir. Namazını muntazam bir sûrette kılar ve çokça Kur’ân-ı Kerîm okurdu. Hunharca şehîd edildiği zaman odasındaki küçük masanın üzerinde “Sûre-i Yûsuf” açık olduğu hâlde bir Kur’ân-ı Kerîm bulunmuştu. Onun mübârek kanlarına boyanan bu Kur’ân-ı Kerîm, şimdi Topkapı Sarayı’nda muhâfaza edilmektedir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları