Sultan Iı. Abdülhamit’e Yapılan Yıldız Suikasti

İstanbul’da ilk bombalı suikast girişimi, bombalı bir faytonla 21 Temmuz 1905 tarihinde, Ermeni komitacılar tarafından Sultan II. Abdülhamit’e karşı gerçekleştirildi.

İstanbul’daki ilk saldırı, Rusya, Almanya, Fransa, Belçika, İsviçre gibi ülkelerden teröristlerin bir araya geldiği terör konsorsiyumu tarafından gerçekleştirilmişti. Tıpkı günümüzde devam eden saldırılarda olduğu gibi. Bu da, ne Türkiye’ye karşı sinsi planlarını gerçekleştirmek için terör kartını kullananların, ne de yöntemlerinin 100 yıldır hiç değişmediğini gösteriyor.

İSTANBUL'DAKİ İLK BOMBALI ARAÇ SALDIRISI

Çeşitli kaynaklardan derlediğimiz bilgilere göre, İstanbul’daki ilk bombalı araç saldırısı şöyle gerçekleşti: Sultan II. Abdülhamit, Yıldız Camii’ndeki cuma selâmlığından çıkmış, arabasına doğru ilerliyordu. Her zamanki gibi, caminin merdivenlerinden inecek ve dört yüz metre ileride bekleyen arabasına binecekti. Fakat bu sefer ufak bir gecikme olmuştu. Şeyhülislâm Cemalettin Efendi, Sultan II. Abdülhamit’in yolunu kesmiş, bazı konularda bilgi istemişti. Sultan II. Abdülhamit’le Şeyhülislâm Cemalettin Efendi arasındaki konuşma oldukça uzamıştı. Tam bu sırada korkunç bir patlama duyulmuş, arkasından araba parçaları ve insan kol ve bacakları dört bir yana savrulmuştu. Olayda soğukkanlılığını kaybetmeyen Sultan II. Abdülhamit, “Arabamı çekiniz, burayı kordon altına alınız, sorumluları tutuklayınız!” diye emir verdi.

ERMENİLER SALDIRIYI BELÇİKALI TERÖRİST JORRİS’LE BİRLİKTE DÜZENLEDİ

Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermenistan kurmaya çalışan Ermeni Komitacıları karşılarında en büyük engel olarak gördükleri Sultan II. Abdülhamit’i öldürmek istemişlerdi. Kendileri bu işte yeteri kadar tecrübeli olmadıklarından, Avrupa ve Rusya’daki uluslararası anarşistlerle ilişki kurmuşlar, onlardan Sultan II. Abdülhamit’in öldürülmesi konusunda yardım ve destek sağlamışlardı. Bu iş için özel olarak İstanbul’a gelenlerden biri de Belçikalı ünlü anarşist Edvard Jorris’ti. Edvard Jorris, göze çarpmamak için Singer şirketine memur olarak girmiş, Padişah’ın Cuma selâmlıklarını büyük bir dikkatle izlemeye başlamıştı. Sultan II. Abdülhamit, Cuma günleri Yıldız Camii’nden çıktıktan sonra, 1 dakika 42 saniyede arabasının yanına gidiyordu. Birkaç Cuma selâmlığını gözleyen Jorris, bu sürenin hiç değişmediğini. Padişahın bir saat düzeni içinde bu yolu, daima 1 dakika 42 saniyede aldığını görmüştü.

SUİKASTI ULUSLARARASI TERÖR KOMİTESİ YAPTI

Suikastı hazırlayan örgüt oldukça genişti. Jorris’ten başka, Rusya’dan gelen Kristofor Mikaelyan ve kızı olarak tanıttığı Robina, Hacı Nişan Minasyan, Mıgırdıç Serkis Garibyan, Karabet Ohanesyan, Vahram Sabun Kendiryan, Silviyoriçi, Sari Torkom, Trase Yuvanoviç bu örgütün belli başlı üyeleriydiler. Hazırlanan plana göre, Yıldız Camii önünde bomba patlatılıp, Sultan II. Abdülhamit öldürüldükten sonra, Galata Köprüsü, Tünel, yabancı banka ve kurumlar havaya uçurulacak, yabancı devletlerin işe karışmaları sağlanacaktı. Filibe şehrinde Ermeni Komitacıları büyük bir toplantı yapmışlar, bu toplantıya Slav ve Siyonist örgütleri de katılmıştı. Pro Armenia gazetesi başyazarı Pirkiyar da bu toplantıda bulunanlar arasındaydı.

ARABA VİYANA’DA YAPILIP FRANSA’DAN İSTANBUL’A GÖNDERİLDİ

Gerçek adı Kristofor Mikaelyan olan fakat Samuel Fayn takma adıyla dolaşan Rus Ermenisi, Viyana’da Nesselsdorfer Wagenbau Fabriks Gesellschaft firmasına bir fayton yaptırmış ve bunu parça parça Türkiye’ye sokmuşlardı. Faytona 80 kilo patlayıcı maddeyle 20 kilo demir parçası konmuştu. “Machine İnfernale-Cehennem Makinesi” adı verilen ve bombayı istenilen zamanda patlatacak olan araç, Fransa’dan İstanbul’a getirtilmişti. Bütün bunlar tamamlandıktan sonra 21 Temmuz 1905 Cuma günü fayton, Sultan II. Abdülhamit’in dört at koşulu arabasının yanına bırakılmış, padişahın camiden dışarıya çıkması beklenmeye başlanmıştı.

PADİŞAH KURTULDU ANCAK 26 KİŞİ ÖLDÜ, 58 KİŞİ YARALANDI

Sultan II. Abdülhamit, caminin kapısında görününce Kristofor Mikaelyan ve kızı olarak tanıttığı Robina, cehennem makinesini çalıştırarak, bomba 1 dakika 42 saniye sonra patlayacak duruma getirilmişti. Fakat padişah, kapı önünde Şeyhülislâm Cemalettin Efendi’yle konuşmaya dalınca, süre dolmuş, Sultan II. Abdülhamit ölümden kurtulmuştu. Suikastçi amacını gerçekleştirememişti ama tam 26 kişi ölmüş, 58 kişi de yaralanmıştı.

SUİKASTÇİ EDVARD JORRİS KAÇAMADI

Suikastçilardan birçoğu yabancı pasaport taşıdıklarından yurtdışına kaçmışlardı. Fakat Edvard Jorris yakalanmıştı. Arabanın parçaları arasında bulunan Neseldorfer kelimesiyle 11123 rakamı, olayın aydınlanmasını sağlamış, konuşmamakta direnen Edvard Jorris de her şeyin ortaya çıktığını görünce, bütün bildiklerini anlatmıştı. Suikastçilardan Hacı Nişan Minasyan, sorgusu sırasında gittiği yüz numarada, teneke ibrikle bilek damarlarını ve karnını yırtarak intihar etmiş, geri kalanlar idam cezasına çarptırılmışlardı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.