Sultanahmet Camisi İçin Tarihi Adım!

Yabancıların "Blue Mosque" diye tanımladıkları Sultanahmet Camisi, 400 yıllık tarihinin en kapsamlı restorasyondan geçirilecek.

Osmanlı mimarisinin ilk ve tek 6 minareli camisi olarak İstanbul'un siluetine katkı sunan, çinileri dolayısıyla yabancı turistlerin "Mavi Cami/Blue Mosque" diye tanımladıkları Sultanahmet Camisi, 400 yıllık tarihinin en kapsamlı restorasyonundan geçilerek, hatalı onarımlardan kurtarılacak.

Osmanlı padişahı I. Ahmed tarafından mimar Sedefkar Mehmet Ağa'ya, tarihi yarımadada Ayasofya'nın karşısına yaptırılan Sultanahmet Camisi, 1616 yılında ibadete açıldı. İznik'te yapılan 20 bini aşkın çiniyle bezendiği, yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için yabancı turistlerin "Blue Mosque" olarak adlandırdığı Sultanahmet Camisi, Osmanlı mimarlığının ilk ve tek 6 minareli camisi olma özelliği taşıyor.

Topkapı Sarayı ve Ayasofya Müzesi ile Marmara ve İstanbul Boğazı'ndan geçenlerin gözlerini alamayacağı bir görüntü oluşmasına katkı sağlayan Sultanahmet Camisi, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyon kapsamına alındı.

İstanbul'daki orta ve büyük ölçekli camilerin restorasyonlarını tamamlayan ya da devam ettiren Vakıflar Genel Müdürlüğü, her gün yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan Sultanahmet Camisi'nde, yaklaşık 3,5 yıl sürecek restorasyon için çalışmalarını tamamladı.

Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, restorasyon için hazırlıkların sona erdiğini belirterek, ihale sürecinin tamamlanması ve kışın atlatılmasının ardından bahar aylarında çalışmaların başlayacağını söyledi.

"Sultanahmet Camisi restorasyonu bizim İstanbul'daki final restorasyonlarımızdan olacak." ifadesini kullanan Ertem, kentte orta ve büyük ölçekli bütün camilerin restorasyonlarının ya tamamlandığını ya da devam ettiğini anlattı.

İstanbul'da büyük ölçekli olarak Rüstem Paşa Camisi, Yeni Cami ve Beyazıt Cami'sinin restorasyonlarının devam ettiğini dile getiren Ertem, "Sultanahmet Camisi son restorasyonundan bugüne 30 seneyi aşan bir zaman geçti. Buranın bir şansı 80'li yıllarda restorasyon gördü, tıpkı Edirne'deki Selimiye Camisi gibi. Şimdi de 30 sene sonra tekrar restorasyona alacağız. Bu en kapsamlı restorasyonlardan birisi olacak." diye konuştu.

Ertem, Sultanahmet Camisi'nin zemininde yer altı sularından kaynaklı sıkıntı bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Buranın temel sıkıntısı; 30 yıl önceki restorasyonda zemin altında bir çalışma yapılmadı. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda zemin altı röntgenini çektik. Bu röntgen çekimleri sonrasında baktık ki, statik problem yok ama yeraltı sularından kaynaklı sıkıntı var.

Mesela buraya kış ve bahar aylarında gelenler, yağmur sularının tahliye edilemediğine şahit olmuşlardır. Bunu gidermek için kapsamlı bir çalışma yapacağız. Bu gerekirse tahliye kanallarının açılması, güçlendirme olabilir. Bu çerçevede bakacağız ve çalışmaları ona göre yapacağız. 30 yıl önceki restorasyondan farkı bu olacak."

MİNARELERDEN BİRİ ONARILDI

Ertem, acil müdahale gerektirdiği için minarelerden birinin onarıldığını hatırlatarak, diğer minarelerde de tahribatı görünce çalışmayı minare minare yapmaktansa kapsamlı restorasyona geçmeye karar verdiklerini aktardı.

Ertem, 10 yıldır çalışma prensiplerini değiştirdiklerini ve artık kısmi değil bütüncül restorasyon gerçekleştirdiklerini dile getirerek, "Şu anda Avrupa yakasında 39, Anadolu yakasında 10 restorasyon devam ediyor. Türkiye genelinde de 250 şantiyemiz açık. Bitenlerin yerine mutlaka yeni restorasyonlar başlıyor. En fazla görünür yüzümüz restorasyonlar. Bunun hem teşkilatın, kurumun tanıtılması hem ihtiyaçların giderilmesi hem de vakfedenlerin iradelerinin yerine getirilmesi anlamında önemli bir fonksiyon olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

"ÇİNİLER ÇALINMIŞ"

Sultanahmet Camisi'nin çinilerinin önemine işaret eden Ertem, "Ne yazık ki, bugüne kadar birçok yerde çiniler çalınmış vaziyette, hem yazı hem de çini pano olarak çalınmış. Eskiden çalınan yerler için çözüm üretilmiyordu, oralar tamamlanmıyordu. Anıtlar Kurulunun aldığı karar çerçevesinde orijinaline uygun, birebir aynısını yaparak bu çinilerin tamamlanmasıyla alakalı çözüm üretildi. Biz de restorasyonda uygun çinileri üreteceğiz" diye konıştu.

İBADETE AÇIK OLACAK

Ertem, caminin, restorasyon esnasında ziyarete ve ibadete açık olmasını sağlayacak bir ortam oluşturacaklarını belirterek, Yeni Cami'de, ses izolasyonu sağlayan iskele sayesinde alt tarafta ibadet edilirken, üst tarafta çalışmalara devam edildiğini anlattı.

Camide kapsamlı bir restorasyon yapılacağını belirten Ertem, "Uzun bir restorasyon süresi olacak. Öngörülen süre 2020 yılının ortasına geliyor. Çalışmaları hızlandırarak, ekibi güçlendirerek, öngöremediğimiz hususlar da az çıkarsa restorasyonu 2020 öncesinde tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

RESTORASYON KAPSAMINDA YAPILACAKLAR

Ertem, restorasyon kapsamında yapılacak çalışmaları da şöyle sıraladı:

"Cami üst kurşun örtüsü sökülerek yenilenecek. Cami genelinde cephe temizliği yapılacak. Cami iç ve dışındaki yonutaşı ve mermer kaplamalarının raspa, sağlamlaştırma ve ıslah çalışmaları yapılacak. Restorasyonu tamamlanan M1 minare haricindeki diğer minareler de aynı metotlarla restore edilecek.

Cami içindeki çinilerin konservasyonları yapılacak. Ahşap ve sıva yüzeylerinde bulunan mevcut kalemişleri raspa edilecek, özgün kalemişleri temizlenecek ve ihya edilecek. Özgün sıvalar sağlamlaştırılacak. Cami içi döşeme kaplamaları tamir edilecek. İç avludaki mermer döşemelerin, sütunların konservasyonları yapılacak.

Cami bünyesindeki ahşap kündekarilerin kapsamlı konservasyonları yapılacak. Klasik lokmalı demir parmaklıkları tamir edilecek. Dış avluda çevre düzenlemesi gerçekleştirilecek. Tuvaletler yenilenecek."

Kaynak: Haber 7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.