Sultanahmet Camisi'nin 400 Yıllık Kapısı Restore Ediliyor

Vakıflar Genel Müdürlüğünce Sultanahmet Camisi'nin 400 yıllık kapısının restorasyonunun 2023'ün ilk çeyreğinde tamamlanacağı bildirildi.

Genel Müdürlükten yapılan açıklamada, 1609-1617'de Mimar Sedefkar Mehmed Ağa'ya yaptırılan caminin restorasyonunun planlanan şekliyle sürdüğü, Temmuz 2017'de başlatılan ve etaplar halinde devam eden koruma ve restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldığı belirtildi.

İlk etap çalışmalarının Nisan 2022'de bittiği, Ağustos 2022'de ikinci etaba geçildiği bildirilen açıklamada, "Kapsamlı olarak ele alınan yapının minarelerinde, avlusunda ve harim içinde farklı ölçekte ihtiyaç duyulan tüm onarımlar, uzman ekiplerle detaylıca ele alınmıştır. Çalışmalar büyük ölçüde tamamlanmış olup, yakın zamanda yapı içinde kurulan iskeleler sökülerek, yapının ortaya çıkarılan tüm özgün unsurları tüm görkemiyle halkın kullanımına açılacaktır." ifadeleri kullanıldı.

"Evliya Çelebi'nin babası Kuyumcu Zılli'den günümüze armağan"

Açıklamada, 400 yıllık caminin kapısının da restore edildiği belirtilerek, konuyla ilgili Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy'un görüşlerine yer verildi.

Ersoy, caminin revaklı avlusuna 3 yönden bronz kapılarla girildiğini, bu kapıların geometrik geçmeleri dışında, ajurlu demir menteşe klapalarının bile kazıma tekniğiyle işlendiğini, kapılarda rumi desenlere yer verildiğini aktardı.

Üst parçalarda kitabelerin yer aldığına işaret eden Ersoy, bunlardan soldakinde, "Ey Muhammed müminleri müjdele" sağdakinde ise "Allah'tan yardım ve yakın bir fetih" yazısının yer aldığını ifade etti.

Ersoy, "Müthiş bir sanat eseri olan kapı kanatlarını, diğer avlu yan kapıları gibi, ünlü vakanüvisimiz Evliya Çelebi'nin babası, kuyumcu Zılli yapmıştır." bilgisini verdi.

Altı minareli cami olma özelliğiyle öne çıkan eserin restorasyonunun titizlikle devam ettiğini vurgulayan Ersoy, "İhtişamlı ve özellikli kapılarının yanı sıra genel restorasyonu 2023'ün ilk çeyreğinde tamamlamış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.