“Şüphesiz Rabbin Cezayı Çabuk Verendir. Ve O Çok Bağışlayan, Pek Esirgeyendir” Ayeti
Allah’ın kendisine isyan edenlere ve itaat edenlere karşı muamelesi nasıl olur? “Şüphesiz Rabbin cezayı çabuk verendir. Ve o çok bağışlayan, pek esirgeyendir” ayetini nasıl anlamalıyız?
İnsanın sağlığı yerinde iken, korku ve ümidi birbirine eşit olmalıdır. Hastalık halinde ise, ümidi daha ağır basmalıdır. Kitap, sünnet ve diğer naslardan çıkarılan şer’î kurallar bu konuda birbirini desteklemektedir.
A’râf sûresinin 167. ayetinde şöyle buyrulur:
“Şüphesiz Rabbin cezayı çabuk verendir. Ve o çok bağışlayan, pek esirgeyendir.” (A’râf sûresi, 167)
Yüce Rabbimiz, kendisine isyan edenlere hak ettikleri cezayı sür’atle verir. Aynı zamanda da O, kendisine itaat edenlere af ve mağfiret ile muamele eder. Cenâb-ı Hakk’ın bu iki sıfatının bir âyet–i kerîmede böyle peşpeşe bildirilmiş olması, korku ve ümidi bir arada ve sürekli yaşamak gerektiğini göstermektedir. O’nun bu iki sıfatından birinden gaflet etmek insanı ya anlamsız bir korkusuzluğa veya gereksiz bir ümitsizliğe sürükler ki her iki halde de insan son derece büyük bir yanılgıya düşer. Kulluk ne korkusuzların ne de ümitsizlerin sıfatıdır. Denge, hem korkulu hem de ümitli olmayı gerektirmektedir.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları