Şûrâ Suresi 16. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Şûrâ Suresi 16. ayeti ne anlatıyor? Şûrâ Suresi 16. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Şûrâ Suresi 16. Ayetinin Arapçası:

وَالَّذ۪ينَ يُحَٓاجُّونَ فِي اللّٰهِ مِنْ بَعْدِ مَا اسْتُج۪يبَ لَهُ حُجَّتُهُمْ دَاحِضَةٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ شَد۪يدٌ

Şûrâ Suresi 16. Ayetinin Meali (Anlamı):

İlâhî dâvet dürüst ve faziletli insanlar tarafından kabul görüp iman nûru kalplere yerleştikten sonra hâlâ Allah’ın dini hakkında tartışmaya kalkışanların itirazları ve sözde delilleri Rableri yanında geçersizdir. Onların üzerine bir gazap çökmüştür ve onlar için pek şiddetli bir azap vardır.

Şûrâ Suresi 16. Ayetinin Tefsiri:

Allah Teâlâ gönderdiği peygamberler ve indirdiği kitaplar vasıtasıyla ilâhî davetini insanlara ulaştırmış ve pek çok kesimden dürüst ve faziletli insanlar onu kabul etmişlerdir. Allah’ın varlığını ve birliğini idrak ederek O’na gönülden kul olmuşlardır. Bu durum, ilâhî davetin kabul edilebilir ve tutulabilir bir hakikat olduğunu gösteren açık bir delildir. Buna rağmen Allah hakkında veya O’nun dini hakkında itiraza kalkışacak olanların mazeretleri ve sözde delilleri Rableri yanında boşa çıkacaktır. Onların hiçbir itirazı kabul edilmeyecek, delilleri geçersiz sayılacaktır. Çünkü ne naklî, ne aklî, ne nazarî ne de amelî hiçbir tutamakları yoktur. Delil ancak eğriliğe ve eğri olanlara karşı ileri sürülür. İlmî ve amelî bakımdan haklılığı ve güzelliği ortada olan hak ve istikâmet karşısında yapılan münâkaşa sırf bir azgınlık ve haksızlık ilanından ibaret kalır. Bu sebeple böyle bilerek azgınlık ve haksızlık yolunu tutanlar gazab-ı ilâhîye uğrayacak ve şiddetli bir azapla cezalandırılacaklardır.

Zira:

Şûrâ Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Şûrâ Suresi 16. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...