Sürekli Tefekkür Eden İki Organ
Makbul olan tefekkür nasıl olur?
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Ey kardeş! Sen, tefekkür ile hayat bulmalısın… Eğer tefekkürün gül ise, sen gül bahçesindesin. Tefekkürün diken ise, külhan kütüğüsün!”
MAKBUL OLAN TEFEKKÜR
Akıl ve kalp, sürekli bir şeylerin tefekkürü hâlindedir. Fakat aklı ve kalbi dâimâ Hakkʼın râzı olduğu hususların tefekkürüne hizmetkâr kılmak gerekir. Zira makbul olan tefekkür, nefsâniyet bataklığından zehirlenen değil, rûhâniyet ikliminden feyizlenen tefekkürdür.
Nefsânî ve şeytânî hususların tefekkürü, insanı gaflete sürükler, nefsinin kulu-kölesi hâline getirir. Rahmânî ve rûhânî hususların tefekkürü ise kalplere rikkat verir, ibadetlerde huşûyu artırır, kulu nefsânî ihtiraslardan kurtarır, sır ve hikmetler ikliminin seyyâhı eyler.
Nasıl ki bir arabanın deposunu benzin yerine suyla doldurmak, o arabanın motorunu ifsâd ederse; ruhları ihyâ edecek bir tefekkür iklimine girebilmek için de aklı ve kalbi mâlâyânî ile değil, hikmetle meşgûl etmek îcâb eder. Nitekim bayat ve bozuk malzemelerle doldurulan bir tencereden lezzetli bir yemeğin çıkması beklenemez. Bu sebeple, tefekkür dağarcığımız için lüzumlu şeylerle lüzumsuz şeyleri iyi ayırt etmeliyiz.
KURTULUŞA EREN MÜMİNLER
Nitekim kurtuluşa eren müʼminler hakkında âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“Onlar ki, boş ve faydasız şeylerden yüz çevirirler.” (el-Mü’minûn, 3)
Hadîs-i şerîfte de:
“Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzel olmasındandır.” buyrulmuştur. (Tirmizî, Zühd, 11)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Mevlana, Erkam Yayınları