Suriye'de Dünden Bugüne 70 Bin Varil Bombası Sivilleri Vurdu

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Beşşar Esed rejiminin Temmuz 2012- Kasım 2017 arasında sivillere karşı en az 68 bin 334 varil bombası saldırısı düzenlediğini açıkladı.

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Beşşar Esed rejiminin Temmuz 2012- Kasım 2017 arasında muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde sivil yerleşim yerlerine attığı varil bombalarına ilişkin rapor yayımladı.

Rapora göre, rejim güçleri, 2012'de 2 bin 314 , 2013'te 14 bin 976, 2014'te 14 bin 837, 2015'te 17 bin 318, 2016'da 12 bin 958 ve 2017'nin 11 ayında 5 bin 931 varil bombası kullandı.

Rejim güçleri, başkent Şam ve kırsalına 22 bin 149 varil bombası saldırısı düzenledi.

Suriye'nin kuzeyindeki Halep ili de rejim güçlerinin 13 bin 436 varil bombası saldırısına maruz kaldı

Dera'ya 9 bin 901, Hama'ya 8 bin 482, İdlib'e 7 bin 682, Humus'a 3 bin 598, Lazkiye'ye 2 bin 17, Deyrizor'a 355, Kuneytra'ya 323, Rakka'ya 258, Haseke'ye 81 ve Suveyda'ya 52 saldırı düzenlendi.

Rapora göre, varil bombaları ilk defa İdlib ilinin Salkin ilçesine 2012'nin ekim ayında atıldı.

VARİL BOMBALARI 10 BİN 763 CAN ALDI

Raporda rejimin varil bombalı saldırılarında 10 bin 763 sivilin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Ölenlerinden bin 734'ünün çocuklar, bin 689'unun kadınlardan oluştuğu belirtildi.

Ağın raporunda, söz konusu dönemde 76 sağlık merkezi, 140 okul, 160 mescit ve 50 pazar yerine varil bombası atıldığına işaret edildi.

Raporda varil bombalarını sistematik, büyük çapta ve yaygın olarak kullanan rejimin insanlığa karşı suç işlediği vurgulandı.

Rejime silah ambargosu uygulanması gerektiğine dikkat çekilen raporda, para ve silah desteği sağlayan kişi ve kurumların yargılanması çağrısı yapıldı.

MALİYETİ 50 DOLAR, ETKİSİ BÜYÜK

Rejim, 50 dolar kadar düşük maliyeti ve büyük yıkım etkisi nedeniyle varil bombalarını tercih ediyor.

Bu bombalarla çoğunlukla sivil alanları hedef alan rejim, en yüksek can kaybının ortaya çıkmasını hedefliyor. İçine doldurulan patlayıcı miktarına göre varil, 50-200 metrelik alanda tahribata neden oluyor.

Atılış şekli askeri terminolojide "serbest düşüş ilkesi" olarak tanımlanan varil bombaları, yerleşim yerlerine verdikleri hasarla sivilleri göçe zorluyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.