Suriyeliler Geri Dönüyor

Fırat Kalkanı ile Cerablus’un IŞİD’ten temizlenmesinin ardından Suriye’ye sivil geçişler başladı. Yaşadıkları yere geri dönmek isteyen çok sayıda Cerabluslu, Gaziantep’in Karkamış ilçesindeki gümrük kapısına akın etti. Sınır kapısında yapılan kontrollerin ardından 250 Suriyelinin geçişine izin verildi.

Gaziantep'in Karkamış ilçesindeki 250 kişilik Suriyeli grup, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında terör örgütü IŞİD militanlarından temizlenen Cerablus ilçesine gitti. Türk Silahlı Kuvvetleri Müşterek Özel Görev Kuvveti ve Koalisyon Hava Kuvvetleri'nce Suriye'nin Türkiye sınırındaki Cerablus bölgesinde terör tehditlerine karşı yürütülen harekatın 15'inci günü geride kaldı.

ÖNCE KAYIT ARDINDAN ÇIKIŞ

İç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan bir grup Suriyeli, ülkelerine geri dönmek için Gaziantep Valiliği'ne müracaat etti. Alınan izinlerin ardından aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 250 kişi, Karkamış Gümrük Kapısı'na geldi. Yanlarındaki eşya ve bavullarıyla gelen gruptakiler, Karkamış Spor Salonu'nda kayıt işlemlerinin ardından güvenlik kontrolünden geçirilip Cerablus'a gönderildi.

METMETÇİĞE TEŞEKKÜR

Yaklaşık 1 yıl sonra ülkesine dönmenin heyecanını yaşayan Hüseyin Rüstem, “Yaşadığımız yer teröristlerden temizlendi, onun için geri dönüyoruz. Anamızı, babamızı özledik. Ailem orada, ben burada tek başınaydım. 'Savaş kalmadı' diyorlar, o nedenle gidiyorum. Çobanbey köyündenim. Türk askeri, Cumhurbaşkanı Erdoğan sağ olsun. Bizi IŞİD'ten kurtardılar” diye konuştu.

ÜLKESİNİ İLK KEZ GÖRDÜ

Yaklaşık 1,5 yıl önce Karkamış'a sığınan Mahmud ailesi de terör örgütünün mağdur ettiği ailelerden. Yaklaşık 10 ay önce Türkiye'de dünyaya gelen Mahmud bebek, ailesiyle gittiği Cerablus'ta vatan toprağını ilk kez görecek. Anne Fatima Mahmud, açıklamasında, eşinin ÖSO bünyesinde ülkesinin huzuru ve güvenliği için çalıştığını söyledi. Artık ülkesine dönmenin mutluluğunu yaşadığı anlatan Mahmud, 5 çocuğu olduğunu ve bunlardan Muhammed'in henüz evlerini görme fırsatı bulamadığını kaydetti.

YARDIM SEFERBERLİĞİ

Bölgeden temizlenen terör unsurlarının yerine yerleştirilen bölge halkının ihtiyaçlarına karşı Türk Kızılay'ı yardım çalışmalarını sürdürüyor. Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, ilk etapta 20 kişilik bir ekibin Karkamış sınır kapısından, Cerablus'a geçerek çalışmalar kapsamında Cerablus ve çevre köylerine her gün 5 bin kişiye üç öğün sıcak yemek dağıtığını kaydetti. İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) da, Cerablus'un kurtarılması üzerine Azez'den konvoylar eşliğinde evlerine dönmesi sağlanan sivil halka, 10 kamyon yardım ve sıcak yemek götürdü. Cerablus'ta yardım faaliyetlerinde bulunan İHH, ilk etapta mobil aşevi ile mobil fırını hizmete açmıştı.

GÖNÜLLÜ GİDİYORLAR

Gaziantep Göç İdaresi Müdürü Oktay Bahçeci, dün 250 Suriyelinin Cerablus'a geri dönmek üzere dilekçelerini aldıklarını belirterek, sonraki günlerde talebin artacağını söyledi. Bahçeci, şöyle konuştu: “Geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin gönüllü geri dönüş dilekçelerini ve taleplerini alarak Cerablus'a dönmelerini sağlıyoruz. Bugün 250 kişilik talep var sonraki günlerde muhtemelen talep artacaktır. Talep olduğu sürece de gönüllü geri dönüş işlemlerini Göç İdaresi olarak yürüteceğiz.”

ELEKTRİK VE SU VERİLECEK

Gaziantep Vali Yardımcısı Nursal Çakıroğlu, Cerablus'un en kısa zamanda elektrik ve suya kavuşacağını belirterek, “Oradaki çalışmalarımız son sürat devam ediyor. En yakın zamanda orada bir sahra hastanesi faaliyete geçecek” dedi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı GAP Bölge Müdürü Halil Şaşmaz da “17 Ocak 2014'te Suriye'de yaşanan gelişmeler sonucu kapatılan Karkamış Sınır Kapısı tekrar hizmete açıldı” dedi.

ÜÇ YIL SON MUTLU SON

DAEŞ'in Halep'in kuzeyini ele geçirmesiyle ayırdığı aileler, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında Azez-Cerablus koridorunun açılmasıyla yeniden birleşti. Azez'de bulunan 160 aile 5 saatlik yolculuğun ardından Cerablus'a ulaştı. Buradaki yakınlarıyla hasret giderek aileler, 3 yıl sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı.

Kaynak: Yeni Şafak

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.