Suriyeliler Ramazan İçin Ülkelerine Gidiyor

Suriyeliler, Ramazan ve bayram tatilini geçirmek üzere ülkelerine gitmeye başladı. 23 Haziran'a kadar devam edecek çıkışlarda ilk gün bin kişi gitti.

İç savaş nedeniyle geldikleri Hatay ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan Suriyeliler, Ramazan ve bayram tatilini geçirmek üzere Hatay Reyhanlı'daki Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan  ülkelerine gitmeye başladı.

23 HAZİRAN'A KADAR SÜRECEK

Önceki yıllardaki bayram geçişlerine göre bu yıl farklı bir uygulama yapıldı. Daha önce son bir hafta içerisinde çıkış yaparak bayram tatiline giden Suriyelilerin gidişlerinde izdiham yaşanmaması için Hatay Valiliği tarafından planlanan takvim çerçevesinde dün başlayan çıkışlar, 23 Haziran gününe kadar devam edecek. Dün sabah 08.00’de Cilvegözü Sınır Kapısı’na gelen Suriyeliler yanlarında eşleri ve çocukları ile geçtikleri gümrük sahasında polis kontrolünden sonra ülkelerine gitti.

İZİN BİTİNCE DÖNECEĞİZ

Türkiye’de yaşayan ve Suriye’deki yakınlarını ziyaret etmek ve hem Ramazan hem de bayramı ülkesinde geçirmek üzere Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan çıkış yapan Ata Abdurrahman, Dörtyol ilçesinden geldiğini söyleyerek, "Ramazan ve bayram izni verildi. Geçen yıllarda olduğu gibi bu defa da İdlib’e giderek uzun zamandır görüşme imkanı bulamadığımız yakınlarımızla hasret gidereceğiz" dedi.

EVLERİMİZİ GÖRECEĞİZ

Mümbiç’e giderek anne-babası ve yakınları ile bayramlaşacağını söyleyen Vecdi Ali de gelecek bayramın sonuna kadar kalmayı düşündüğünü ve iznin bitiminde tekrar geleceğini belirterek, Türkiye’nin Suriyelilere karşı gösterdiği yakın ilgi ve alakadan dolayı teşekkür etti. İbrahim Halil ise tatili iyi değerlendireceklerini ve çatışmalar sırasında hasar gören ev ve iş yerlerini de görme imkanı bulacağını söylerken, eşi İnas Omar da öğrendiği Türkçesi ile teşekkür etti.

İLK GÜN BİN KİŞİ GİTTİ

Belirtilen tarihlerde Türkiye tarafında kapıdan sahaya alınma işlemleri 08.00-12.00 saatlerinde yapılacak. Bayram izinli çıkış yapan kişilerin Suriye’den Türkiye’ye dönüş işlemleri ise 3 Temmuz’da başlayacak ve Kurban Bayramı ile birleştirilerek 30 Eylül’e kadar devam edecek. Suriyelilere verilen tatil izni nedeniyle ilk gün yapılan çıkışlarda gidenlerin sayısı bin kişiyi buldu.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.