Suriyelilerin Ülkelerine Gönüllü Geri Dönüşleri Sürüyor

Geçici koruma kapsamında Türkiye’de bulunan Suriyelilerin Kilis, Şanlıurfa, Hatay ve Gaziantep’ten ülkelerine geri dönüşleri devam ediyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından gerçekleştirilen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarıyla terörden arındırılan bölgelerde, AFAD ve İller İdaresi Genel Müdürlüğü koordinasyonunda altyapının güçlendirilmesi, başta eğitim, sağlık olmak üzere sürdürülebilir kamu hizmetlerinin sağlanması, gönüllü geri dönüşler için bölgeyi cazip hale getirdi.

Bölgedeki hasarlı hastaneler ve okullar onarılarak yeni okul ve hastanelerle birlikte hizmete açıldı. Adalet hizmetleri, kolluk hizmetleri, psiko-sosyal destek hizmetleri, gençlik ve spor merkezleriyle bölgede yaşam olağan bir seyre kavuşturuldu.

Bu çalışmalar sonucunda Suriyelilerin geri dönüşlerinde ciddi oranda artış sağlandı. Fırat Kalkanı Harekatı başladığı günden bu yana 498 bin 593 Suriyeli ülkesine gönüllü geri dönüş yaptı.

TSK’nın bölgedeki varlığı Suriyelilerin gönüllü geri dönüşlerini teşvik ettiği gibi aynı zamanda bölgeden olası bir göç hareketinin önlenmesinde önemli bir işlev görüyor.

SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞ SÜRECİ

Gönüllü geri dönüşler kapsamında farklı illerde yaşayan Suriyeliler, Kilis Öncüpınar, Akçakale ve Karkamış gümrük kapılarındaki Göç İdaresi Müdürlüğü Gönüllü Geri Dönüş Merkezine gelerek Gönüllü Geri Dönüş İstek Formunu doldurdu.

Yapılan işlemlerin ardından terörden arındırılarak güvenli hale getirilen Suriye’nin kuzeyindeki bölgelere minibüslerle giden Suriyelileri, güvenli bölgelerdeki akrabaları karşıladı.

Güvenliği sağlanan bölgelerde yapılan insani yardımlar ve kalkınma yardımlarıyla gelecek dönemde gönüllü geri dönüş sayılarının daha da artması öngörülüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan 1 milyon Suriyelinin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak plan ve projelerin çalışmaları da yürütülüyor.

TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR ETTİLER

Kilis’ten ülkesine dönen Suriyeli öğretmen Muhammed El Abdullah, Suriye’deki ailesinin yanına gideceğini söyledi.

Mesleğini ülkesinde sürdüreceğini belirten Abdullah, “Kendi vatanımın çocuklarını eğitmek istiyorum çünkü savaştan dolayı çok geride kaldık. Çok şükür artık güvenli yerler var, ben de öğretmenliğe devam etmek istiyorum. Türkiye’den çok memnun kaldım. Ailemi de buraya getirme imkanım da vardı ama ben kendi vatanıma geri dönmek istiyorum.” diye konuştu.

Cemal Ahmet de Türkiye’de tekstil işi yaptıklarını ancak Suriye’ye dönmek istediğini, Suriye’de arazileri olduğunu ve kendi işlerini kurup geçimini sağlamak istediğini aktardı.

Şanlıurfa’dan ülkesine dönen Abdurrezzak Daga da ülkesine döndüğü için mutlu olduğunu dile getirdi.

Türkiye’ye misafirperverliği için teşekkür eden Daga, “Suriye’deki savaş nedeniyle yaklaşık 2,5 yıl önce ülkemi terk ettim. Türkiye’ye geldim sığındım, burada yaşıyorum. Türkiye bize sahip çıktı, burada çalıştık. Şimdi Barış Pınarı Harekatı ile yaşadığımız Tel Abyad emniyete alındı, ailem de orada, şimdi kendi isteğimle ülkeme ve aileme dönüyorum. Türkiye’ye teşekkür ediyorum, Allah herkesten razı olsun.” diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.