Suriye'ye Çöken Karanlığı Gösteren 8 Fotoğraf

130 insan hakları kuruluşundan oluşan WithSyria ve Çin’deki Wuhan Üniversitesi’nin araştırmasında, Suriye’de 2011’den bu yana belirli aralıklarla çekilen uydu görüntüleri yer alıyor.

Araştırmaya göre Suriye’de uzaydan görülebilen ışıklar geçen dört yıl içerisinde yüzde 83 oranında azaldı.

EYLÜL 2011

eylül 2011

MART 2012

mart 2012

EYLÜL 2012

eylül 2012

MART 2013

mart 2013

EYLÜL 2013

eylül 2013

MART 2014

mart 2014

EYLÜL 2014

eylül 2014

ŞUBAT 2015

şubat 2015

Kentlere bakıldığında başkent Şam’da bu oran sadece yüzde 33 iken, Halep, İdlib ve Rakka kentlerinde bu oran yüzde 97’ye ulaşıyor.

21 uluslararası yardım ve insan hakları kuruluşunun hazırladığı ortak rapora göre, uluslararası toplum, iç savaşın dördüncü yılını doldurmaya hazırlanan Suriye'de sınıfta kaldı. Raporda, 2014 için 'en karanlık yıl' ifadesi kullanıldı.

Aralarında Save The Children (Çocukları Koru) ve Oxfam’ın da bulunduğu kuruluşların hazırladığı raporda, 2014' te Birleşmiş Milletter Güvenlik Konseyi'nden çıkan tüm karar tasarılarına rağmen geçen yılın Suriye için ‘en karanlık yıl’ olduğu ifade edildi.

Raporda ayrıca, sivillerin korunması ve ülkeye insani yardım ulaştırılması konusunda da sınıfta kalındığı belirtildi.

Rapor Suriye'deki durumdan tasarıları hayata geçiremeyen BM ve büyük devletleri sorumlu tuttu.

İnsan hakları kuruluşları raporda şu ifadelere yer verdi:

2014 Suriye iç savaşının en kanlı yılı oldu, geçen yıl en az 76 bin insan hayatını kaybetti. Toplam ölü sayısı en az 220 bin.

Ulaşılması zor bölgelerde yardıma muhtaç insan sayısı 2013’e göre 1 milyon arttı, 4.8 milyona ulaştı.

Yardıma muhtaç çocuk sayısı 2013’e göre yüzde 31 arttı, 5.6 milyona ulaştı.

2014 yılında ihtiyaç duyulan yardım fonlarının yüzde 57’si toplanabildi. Bu oran 2013’te yüzde 71’di.

Suriye'de iç savaş pazar günü dördüncü yılını dolduracak. Ülkede insani durum her geçen gün kötüleşirken, savaşın yakın zamanda sona ereceğeine dair bir umut belirtisi de yok.

Kaynak: Al Jazeera

(Hüdayi Vakfı vasıtası ile Suriyeli kardeşlerimize yardımda bulunabilirsiniz.)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.