Sütçü İmam Kimdir?

Sütçü İmam kimdir? Sütçü İmam “Milli Mücadele Dönemi”nde ne yaptı? Maraş’ın düşman işgaline karşı ilk kurşunu atan Sütçü İmam’ın hayatı, yaptıkları ve sözleri.

Sütçü İmam, 1872 yılında Fevzipaşa (Bektutiye) Mahallesi’nde dünyaya geldi. Sütçü İmam’ın babası “Kireçcioğulları”ndan Ömer Efendi, annesi “Tiyeklioğulları”ndan Emine Hanım’dır. Sütçü İmam’ın 3 kız bir erkek çocuğu bulunmaktadır.

SÜTÇÜ İMAM'IN GERÇEK ADI

Uzunoluk Camiî'nde gönüllü olarak imamlık yaptı. Geçimini de caminin altındaki küçük dükkanında süt satarak temin ettiği için İmam olan asıl adı “Sütçü İmam” olarak bilinmektedir.

SÜTÇÜ İMAM HADİSESİ

Maraş'ın işgal girişimi 22 Şubat 1919'da İngiliz işgal kuvvetlerinin Albay Max Andriyo komutasında şehre girişiyle başladı. Maraş, 8 ay süren İngiliz işgalinden sonra, 29 Ekim 1919'da Fransızlar tarafından işgal edildi. Fransız askerlerinin kente gelişi, yerli Ermeniler tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Fransızlar, yerli Ermenileri de yanlarına alarak, gösteriler ve taşkınlıklar yapmaya başladı. Fransız kuvvetlerinin kente girişinden 2 gün sonra, 31 Ekim 1919’da tarihi Uzunoluk Hamamı’ndan çıkan Türk kadınlarına, Fransız devriyeleri ve Ermeniler: “Burası artık Türklerin değil, Fransız memleketinde bizim dediğimiz olacak. Açın yüzlerinizi” diyerek saldırdı.

Kadınlardan biri olayın etkisiyle bayılınca diğer kadınlar da feryada başladı. Hamamın yakınındaki Kel Hacı’nın kahvesinde bulunan Maraşlılar olay yerine gelerek Ermenileri uyardı. Fakat askerler sarkıntılığa devam etti. Bunun üzerine Çakmakçı Said ve Gaffar Kabuloğlu Osman, kadınları işgalcilerin elinden almak isterken dipçik ve kurşunla ağır yaralandı. Bu sırada yan tarafta küçük bir dükkanda süt satan Sütçü İmam, tabancasını alarak olay yerine geldi.

Kadınlara sataşan ve Çakmakçı Said’i yaralayan Ermeni askeri vurdu. Korkan diğer askerler ise kaçtı. Maraş’ta düşmana sıkılan bu ilk kurşun ile Türk milletinin işgalcilere ve Ermenilere, yaptıklarının yanlarına kalmayacağı gösterildi. Bu olayda aldığı yara ile daha sonra Çakmakçı Said şehit oldu. Yaralanan Ermeni ise öldü. Ölen Ermeni için 1 Kasım 1919 tarihinde kalabalık bir cenaze töreni düzenlendi. Ertesi gün Sütçü İmam, Fransız ve Ermeniler tarafından ev ev arandı. Ama en ufak bir iz dahi bulunamadı. Bu gün gönüllerde yaşayan o kahramanın o günde yeri ne Berit dağları, ne Kandil yaylası; ne de Bertiz bağları idi.

Fransızlar da misilleme olarak Sütçü İmam’ın dayısının oğlu Tiyeklioğlu Kadir’in ellerini ve ayaklarını arkasından bağlayıp burun ve kulaklarını kestikten sonra boğazlayarak şehit ettiler. Maraş halkı Sütçü İmam’ı örnek olarak bundan sonraki tüm icraatlarda Ermeni ve Fransız işgalcilerine karşı koymayı kendilerine bir vatan vazifesi saydılar. Bu uğurda 22 günlük bir çarpışma verdiler. Bu çatışma esnasında da Sütçü İmam’ın o ruhu bayraklaştı. Maraş kurtulduktan sonra Antep’e giden kuvvetler arasına katıldı.

İlk kurşun, işgalcilere karşı mazlum milletlerin nasıl duracağına dair bir ders niteliği taşımaktadır. 31 Ekim 1919 tarihi Türk’ün namusunun kurtulduğu gündür. Türk’ün haysiyeti, onuru ve şerefi 31 Ekim 1919’da Sütçü İmam’ın attığı bu ilk kurşunla kurtuldu. Sütçü İmam olayı, Antep, Urfa ve diğer bölgelerdeki mücadele için adeta bir kıvılcımı oldu. Maraş’ın işgalinde, 31 Ekim 1919’da düşmana ilk kurşunu atan Sütçü İmam, düşmanın buradan kovulmasından sonra harpteki fedakarlıklarına mükafat olarak belediyeye odacı olarak alınıp, Maraş kalesindeki topun idaresi de kendisine bırakıldı.

SÜTÇÜ İMAM NASIL ÖLDÜ?

Abdülmecit Efendi halife olunca Sütçü İmam’a 101 pare top atışı yapma emri verildi. Top atışları sırasında barutun ateş alması neticesi vücudunda yanıklar meydana geldi. Kaldırıldığı Alman Eğitim Hastanesi’nde 25 Kasım 1922’de hayatını kaybetti.

SÜTÇÜ İMAM’IN KABRİ NEREDE?

Sütçü İmam’ın cenazesi Kahramanmaraş Çınarlı Camiî Mezarlığı’na defnedildi.

SÜTÇÜ İMAM SÖZLERİ

  • Sizi yiğitlikle övenlere, “Bizim yiğitlerimiz şehit oldu deyin.”
  • Sakın unutmayın, “Maraş bize mezar olmadan, size (düşmana) gülizar olmaz.”
  • Zulmetmek bizim şanımıza yakışmaz. O sizlerin mesleğidir.
  • Farz et körsün olabilir. El ele tut. Taş al ve at. Kâfiri bulur.
  • Bu yara bir saatte, bir günde sarılacak bir yara değil.
  • Azim bir imtihandan geçiyoruz. Allah müminleri mahçup etmez.
  • Dünya küfürle değil zulümle yıkılır.
  • Kara haberler var size. Nehirler lanet akıyor denizlere.
  • Yavrularını birer asker, birer kahraman gibi yetiştiren bir toplum ordusuz olur mu?
  • Türklerle dostça bir arada yaşamayı düşünmekle kârlı çıkabilirsiniz. Bu topraklarda baş olmaya kalkarsanız, ancak toprak olursunuz. (Sütçü İmam, Cahit Zarifoğlu)

 

İslam ve İhsan

MARAŞ'A NEDEN “KAHRAMAN” UNVANI VERİLDİ?

Maraş'a Neden “Kahraman” Unvanı Verildi?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • mükemmel olmuş

    Çok güzel olmuş

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.