Suudi Arabistan-iran Savaşı Kapıda mı?

ÜMMET

Suudi Arabistan eksenli Riyad ile Tahran arasındaki gerilimin nereye varacağı meselesi gündemini koruyor. İslam dünyasının özellikle de Ortadoğu coğrafyasının bugün içinde bulunduğu içler acısı durumun en önemli müsebbiplerinden bir olarak gösterilir Suudi Arabistan-İran rekabeti.

İran’ın Şiiliği kullanarak yürüttüğü yayılmacı politikasına karşılık Suudi Arabistan’ın Vahabi anlayışla İran’ı dengeleme gayretleri, Ortadoğu coğrafyasının pek çok yerinde vekiller üzerinden yürütülen savaşları da beraberinde getirdi. Bugün gelinen nokta itibariyle Suriye’den Lübnan’a, Irak’tan Yemen’e varıncaya kadar Suudi Arabistan’ın İran ile yürüttüğü vekâlet savaşlarında kaybeden taraf olduğu dillendirilmektedir.

Gerek Batı’nın İran’ın önünü açan bilinçli politikaları nedeniyle gerek kendi hataları yüzünden Suudi Arabistan’ın, İran’ın Ortadoğu’daki yayılmacı politikalarının önüne geçemediği bir vakıadır. İran’ın, yumuşak-sert bütün gücünü kullanarak, kendi ulusal hedeflerine ulaşma doğrultusunda, Suriye’de olduğu gibi zalim Esed’i kurtarmak pahasına, en az onun kadar zalimleşerek, tüm sünni dünyanın öfkesini çekme pahasına da olsa dört Arap başkentindeki siyasi nüfuzunu iyiden iyiye tahkim ettiği bir vakıadır. Bu durum ortaya çıkmasında önemli pay sahibi olan Suudi Arabistan başta olmak üzere pek çok Körfez ülkelerinde endişeleri tavan yaptırmıştır.

Körfez ülkeleri, İran’ın yayılmacı politikasının bir an önce önüne geçilmesi gerektiğini dillendirmektedirler, ama nasıl? Bu noktada bir çözüm yolu bulabilmiş değiller. Körfez’in bu çaresizliği, öfkesi ve endişesi o denli büyük ki İran’ı durdurmak için değil İsrail ile işbirliği yapmak amiyane ifadeyle şeytan ile birlikte hareket edebilecekleri bir haleti ruhiye içinde görünüyorlar.

ABD, Körfez’in bu halet-i ruhiyesini sonuna kadar kullanmak istiyor hatta kullanıyor da. Hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak. İsrail ise Obama döneminde, Sünni dünyayı dengelemek düşüncesiyle önüne açılın İran’ın, önünün çok fazla açıldığını düşünüyor. İran’ın durdurulması gerektiğini onlarda dillendiriyor ama nasıl? ABD’deki necon çevrelere ve İsrail’e göre aslında en iyi çözüm, İsrail’in dışarıda kalıp Suudi Arabistan ile İran’ın birbirini yemesi hatta ondan da iyisi bir sünni-şii savaşı.

Dolayısıyla İran’ın nasıl durdurulacağı konusunda hem Körfez hem İsrail cenahından bir çözüm bulunabilmiş değil. Suudi Arabistan’ın tek başına bunun üstesinden gelemeyeceği açık. İsrail’in de kaygıları var. Hizbullah’a karşı başlatacağı savaşın sonucunu İsrail de çok fazla kestiremiyor. İran medyasına yakın çevrelere göre Hizbullah’ın, İsrail’in Dimona nükleer tesisleri ile Hayfa amonyak tesislerini vuracak on binlerce füzesi var. Hatta, İsrail’in Hizbullah’a karşı başlatacağı bir savaşın, yapabileceği son savaş olduğunu çok iyi bildiği ileri sürülüyor. Yine İran’a yakın söz konusu yayın organlarına yansıdığı şekilde aktaracak olursak ortaya çıkan bu açmaz yüzünden “İsrail, Suudiler’den, Suudiler İsrail’den ve her ikisi birden ‘uluslararası toplum’dan himmet bekliyor.” deniliyor.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 382. Sayı