Tâ-Hâ Suresi 10. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Tâ-Hâ Suresi 10. ayeti ne anlatıyor? Tâ-Hâ Suresi 10. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Tâ-Hâ Suresi 10. Ayetinin Arapçası:
اِذْ رَاٰ نَارًا فَقَالَ لِاَهْلِهِ امْكُثُٓوا اِنّ۪ٓي اٰنَسْتُ نَارًا لَعَلّ۪ٓي اٰت۪يكُمْ مِنْهَا بِقَبَسٍ اَوْ اَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى
Tâ-Hâ Suresi 10. Ayetinin Meali (Anlamı):
Hani o, gece çölde yol alırken uzaktan bir ateş görmüştü de âilesine: “Siz burada bekleyin. Gözüme bir ateş ilişti; belki size oradan bir kor parçası getiririm, yahut ateşin yanında bize yol gösterecek birini bulurum” demişti.
Tâ-Hâ Suresi 10. Ayetinin Tefsiri:
Hz. Mûsâ Medyen’den çıkıp ailesiyle birlikte annesinin ve kardeşi Hârûn’un bulunduğu Mısır’a gidiyordu. Mevsim kıştı. Tûr dağının yanında bulunan Tuvâ vâdisine varınca soğuk ve karanlık bir gecede oğlu dünyaya geldi. Geceleyin yolunu şaşırmış ve davarları dağılmıştı. Hz. Mûsâ’nın çok gayyûr[1] bir insan olduğu, bu sebeple hanımını kimse görmesin diye geceleyin insanlarla birlikte, gündüzün yalnız seyahat ettiği ve bu yüzden yolunu şaşırdığı söylenir. Mûsâ (a.s.) yeni doğmuş bebeğini ve hasta olan hanımını ısıtabilmek için ateş yakmak istedi. Çakmağını çaktı, fakat ateş çıkmadı. Bir taraftan ateş yakmaya, bir taraftan da yolunu bulmaya çalışırken Tur dağı tarafında bir ateş gözüne ilişti ve bunu çobanların ateşi zannetti. Ailesine bekleyip peşinden gelmemelerini söyledi. Ateş yakmak için bir kor getirmek veya Mısır’a giden yolu tarif edecek birini bulmak maksadıyla o tarafa gitti.
Cenâb-ı Hakk’ın Mûsâ (a.s.)’a vahyini bildirmek için önce ona ateş sûretinde bir tecellîde bulunmasının hikmeti, o an Hz. Mûsâ’nın en çok muhtaç olduğu nesnenin ateş olması ve onu bulabilmek için büyük bir arayışa girmesidir. Dolayısıyla mecazi olarak ateş suretinde tecelli etmekle Mûsâ’nın oraya bütün himmetiyle yönelmesini sağlamıştır. Eğer başka bir sûrette tecelli etseydi, o zaman Mûsâ’nın dikkati esas istediği şeyin üzerinde toplandığı için ona gereken ilgiyi göstermeyebilir ve istenen netice hâsıl olmayabilirdi. Bu sebeple kul, bütün himmetini Hakk’a kulluk ve O’na yönelme istikâmetinde teksif etmeli, Rabbinden de o istikâmette tecellilerde bulunmasını talep etmelidir.
Aradığını bulma arzu ve iştiyakıyla ateşin yanına koşan Mûsâ (a.s.) bakalım orada hangi süprizlerle karşılaştı:
[1] Gayyûr: İffet ve namusuna son derece düşkün, eşini kem gözlerden son derece kıskanan.
Tâ-Hâ Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Tâ-Hâ Suresi 10. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR