Tâ-Hâ Suresi 127. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Tâ-Hâ Suresi 127. ayeti ne anlatıyor? Tâ-Hâ Suresi 127. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tâ-Hâ Suresi 127. Ayetinin Arapçası:

وَكَذٰلِكَ نَجْز۪ي مَنْ اَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِنْ بِاٰيَاتِ رَبِّه۪ۜ وَلَعَذَابُ الْاٰخِرَةِ اَشَدُّ وَاَبْقٰى

Tâ-Hâ Suresi 127. Ayetinin Meali (Anlamı):

İşte biz kendilerine verilen her türlü kabiliyeti ve ömürlerini israf edip haddi aşan ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Âhiret azabı, elbette daha şiddetli ve çok daha devamlıdır.

Tâ-Hâ Suresi 127. Ayetinin Tefsiri:

124. âyette bahsedilen “Allah’ın zikri”nden maksat:

  Kur’ân-ı Kerîm’dir. Çünkü Kur’an Allah’ı hatırlatan, O’nun emir ve yasaklarını bildiren en büyük zikirdir. Zaten onun bir ismi de “Zikir”dir. (bk. Hicr 15/9)

  Allah’ı hatırlamak, onu dille ve kalple zikretmektir.

  Peygamber’dir. Çünkü o da Allah tarafından gönderilmiş bir öğüt verici ve hatırlatıcıdır.

Bu üç mânanın da birbiriyle yakın irtibatı vardır. Buna göre Allah’ın zikrinden yüzçevirenler, dar ve sıkıntılı bir yaşayışa mahkûm olurlar. Bunun izahı şöyle yapılabilir: Yüce Allah teslimiyet, kanaat, kendine tevekkül edip kıs­metine rızâ göstermeyi İslâm’a uymanın muhtevası içerisine yerleştirmiştir. Bu sebeple dindâr bir kim­se Allah Teâlâ’nın kendisine vermiş olduğu rızka râzı olur, bundan dolayı Rabbine şükreder, gönül hoşluğuyla ondan infak eder, bol, huzurlu ve rahat bir geçim içerisinde yaşar, gider. Cenâb-ı Hak, böylelerini: “Erkek olsun kadın olsun mü’min olarak kim sâlih amel işlerse ona dünyada elbette temiz ve güzel bir hayat yaşatırız…” (Nahl 16/97) diyerek müjdeler. Allah’ı unutan ve dinden yüz çeviren kimseyi ise hırs istilâ eder. Bu hırsın tesiri ile devamlı olarak dünyalığının artmasına göz diker. Elde ettiğine bir tür­lü memnun olmaz. Cimrilik hastalığına Musallat olur. İliklerine kadar işleyen cimrilik marazı onun iyilik yolunda harcamasını engeller. İşte böylesinin, zâhiren elinde bazı imkânlar olsa da yaşayışı dardır, sıkıntılıdır, hali perişandır.

Allah Teâlâ, zikrini terk edip ondan yüz çevirenleri, bunun bir cezası olarak kıyâmet günü kör olarak diriltip huzuruna çıkaracaktır. Dünyada baş gözlerinin açık olması onların bu şekilde haşredilmesini engellemeyecektir. Onların buradaki Allah’ın âyetlerine karşı sergiledikleri kalp körlükleri, orada tam bir körlük olarak karşılarına çıkacaktır. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Kıyamet günü onları kör, dilsiz, sağır olarak yüzükoyun haşrederiz. Sonunda varacakları yer cehennemdir. Onun ateşi dindikçe, onlar için her defasında çılgın alevi yeniden körükleriz.” (İsrâ 17/97)

Hak Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’den yüz çevirenleri, Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren yaratılış delilleri üzerinde düşünmekten vazgeçip kendilerine verilen ömrü, kabiliyet ve imkânları boşa harcayanları ve her türlü günahı işlemede haddi aşanları işte böyle cezalandıracaktır. Cehennem azabı, hem dünyadaki dar geçimden hem de kabir azabından daha korkunç, daha dehşetli ve daha devamlı olacak; hiçbir zaman kesintiye uğramayacak ve bir daha sonu gelmeyecektir.

Oysa Allah’ın zikrine, O’nun dinî ve kevnî delillerine sırtlarını dönen bu gâfiller, insanlık tarihini gözden geçirip devletlerin ve medeniyetlerin yıkılış sebepleri üzerinde düşünseler, zâlimlerin sonunun hep aynı olduğunu görürler:

Tâ-Hâ Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tâ-Hâ Suresi 127. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...