Tâ-Hâ Suresi 56. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Tâ-Hâ Suresi 56. ayeti ne anlatıyor? Tâ-Hâ Suresi 56. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Tâ-Hâ Suresi 56. Ayetinin Arapçası:
وَلَقَدْ اَرَيْنَاهُ اٰيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَاَبٰى
Tâ-Hâ Suresi 56. Ayetinin Meali (Anlamı):
Yemin olsun ki, Firavun’a bütün mûcize ve delillerimizi gösterdik; fakat o yine de yalanladı ve gerçeği kabul etmemekte diretti.
Tâ-Hâ Suresi 56. Ayetinin Tefsiri:
Mûsâ
(a.s.), peygamberliğini ispat sadedinde Firavun’a asâ ve yed-i beyzâ
mûcizelerini gösterdi. Ona önceki âyetlerde beyân edildiği üzere tevhidin
delillerini haber verdi. Fakat basîret mahrumu Firavun bunların hiçbirini kabul
etmedi, hidâyete karşı inatçı eşekler gibi ayaklarını diretti. Hatta Hz.
Mûsâ’nın gösterdiği mûcizelerin “sihir” olduğunu iddia etti. Bunları, halkın
gözünü boyayıp kendisini ve kavmini Mısır’dan sürüp çıkarmak,
İsrâiloğulları’yla birlikte oraya yerleşerek Mısır’ın kralı olmak maksadıyla
yaptığını söyledi. Bununla kavminin Hz. Mûsâ’ya olan buğzunu, kin ve öfkesini
galeyâna getirmek istedi. Çünkü mal ve mülklerinin tamamen elden çıkması
korkusuyla kimse Hz. Mûsâ’ya tâbi olmayacak, aksine ona şiddetle karşı
koyacaklardı.
Firavun,
Mûsâ (a.s.) karşısında başarılı olabilmek için tek çıkar yol olarak onun
mûcizelerini sihir sayıp, benzeri bir sihirle ona karşı çıkmayı, onu mağlup
etmeyi, böylece insanlara bunların Allah’tan gelmediğini kabul ettirmeyi gördü.
Bu yüzden müsâbaka için Mûsâ (a.s.)’dan randevu talep etti. Ondan, aralarında
kimsenin yan çizemeyeceği uygun bir zaman ve her iki taraftan insanların kolay
toplanabilecekleri, olacak bitecekleri rahatlıkla izleyebilecekleri geniş, düz
bir mekân belirlemesini istedi. Arkasında te’yîd-i ilâhî bulunan ve bu sebeple
kendinden emin olan Hz. Mûsâ, Firavun’nun randevu talebine derhal müspet cevap
verdi. Bayram günü, insanların güzel elbiselerini giyip zînetlerini takınarak
toplandıkları kuşluk vakti “hodri meydan” yapabileceklerini bildirdi. Çünkü bu
şekilde daha kalabalık bir insan topluluğu olayı seyredebilecek ve kuşluk
vaktinin aydınlığında olan biteni daha net görebilme imkânına sahip
olacaklardı.
Mûsâ
(a.s.)’ın o günde onlarla karşılaşmak üzere sözleşmesindeki hedefi; Allah’ın
kelimesinin yücelmesi, dininin gâlibiyeti, kâfirin susturulması ve bâtılın can
çekişerek yok olmasının hıncahınç kalabalıkların gözü önünde gerçekleşmesini
istemesidir. Böylelikle, gerçeğin ortaya çıkmasını isteyenlerin bu talepleri
daha bir güçlenecek, bâtıl taraftarlarının ise keskin kılıçları körelecekti.
Göçebeler ve şehirliler arasında bu mühim hâdiseden çokça söz edilecek, bu
haber her tarafa yayılacaktı. Aslında bu Mûsâ (a.s.)’ın da çok istediği, belki
de arayıp bulamayacağı önemli bir fırsattı. Ahmak Firavun, farkında olmadan Hz.
Mûsâ’nın kalabalık kitlelere dâvasını tebliğ edebilmesi için böyle müsait bir
zemin hazırlamaktaydı:
Tâ-Hâ Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Tâ-Hâ Suresi 56. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...