Tâ-Hâ Suresi 72. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Tâ-Hâ Suresi 72. ayeti ne anlatıyor? Tâ-Hâ Suresi 72. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tâ-Hâ Suresi 72. Ayetinin Arapçası:

قَالُوا لَنْ نُؤْثِرَكَ عَلٰى مَا جَٓاءَنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالَّذ۪ي فَطَرَنَا فَاقْضِ مَٓا اَنْتَ قَاضٍۜ اِنَّمَا تَقْض۪ي هٰذِهِ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۜ

Tâ-Hâ Suresi 72. Ayetinin Meali (Anlamı):

Sihirbazlar dediler ki: “İmkânı yok, bize gelen apaçık mûcizeleri ve bizi yaratan Allah’ı bırakıp da seni kesinlikle tercih etmeyeceğiz. Hakkımızda istediğin kararı ver, yapmak istediğini yap. Şunu unutma ki, senin hükmün ancak dünya hayatında geçer.”

Tâ-Hâ Suresi 72. Ayetinin Tefsiri:

Böylece sihirbazların, gördükleri âşikâr deliller ve kalplerine yerleşen iman-ı kâmil sayesinde Firavun’un tehditlerine aldırış edecek halleri kalmadı. Cenâb-ı Hakk’ın cezbe kadehinden mest olmuşlar; gönülleri üzerine dökülen, birbiri ardınca zuhûr eden ilâhî iltifât ve ihsân nurlarından dolayı kendilerinden geçmişlerdi. Onlar göreceklerini görmüşler, bulacaklarını bulmuşlardı. Ulaştıkları ruhânî dereceler ve gördükleri manevî hakîkatler karşısında Firavun’a ait değer verip tercih edecekleri hiçbir şey kalmamıştı. Rivayete göre secdeye kapandıklarında Yüce Allah onlara cennetteki makamlarını göstermişti. Bu sebeple Firavun’un “Asarım, keserim!..” tehditlerine karşı büyük bir sabır ve metânetle şöyle dediler:

“Haydi durma, ne yapacaksan yap. İster asmaya, ister kesmeye hükmet. Biz böyle tehditlerden korkup da kararımızdan dönmeyiz. Çünkü sen ancak dünya hayatında ve bizim fânî hayatımız müddetince istediğini yapabilir veya arzu ettiğin hükmü verebilirsin. Senin de bu hükümranlığın pek yakında yok olup gidecektir. Bizim artık dünyanın ne güzelliğine bir rağbetimiz, ne de azabından bir korkumuz kalmıştır. Bugün sen bize hangi zulmü yaparsan yap, yarın da Allah Teâlâ sana dilediği cezayı verecektir! Biz Rabbimize iman ettik; O’nun bizim her türlü günahımızı, hatalarımızı bağışlamasını diliyoruz. Özellikle senin bizi şehirlerden toplayıp getirerek Allah’ın seçkin bir peygamberi karşısında bize zorla yaptırdığın sihir için de Rabbimizin af ve mağfiretine sığınıyoruz. O’nun bizi affedeceğini, bağışlayacağını ve ebedi nimetlerine kavuşturacağını umuyoruz. Bizim için Allah yani O’nun mükâfatı daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Yine O’nun vereceği azap da senin azabından daha kalıcıdır. O halde ey Firavun, müspet veya menfi senin hiçbir şeyini dikkate almaksızın, sadece Allah’ın mükâfatını umarak O’na itaat etmemiz ve azabından korkarak O’na isyandan kaçınmamız bizim için daha mühimdir.”

Şu beyt, Firavun’un tehditleri karşısında dimdik duran şehîd adaylarının hâlini ne güzel aksettirir:

“Etmez tarîk-ı Hak’ta olan halka ser-fürû,

Eğmez minâre kâmetini bâd eserse de.” (Râtib: Ahmet Paşa)

“Cenâb-ı Hakk’ın dosdoğru yolu üzere bulunan kimse, bu yola aykırı talepleri karşısında asla başka insanlara baş eğmez. Hiç rüzgâr esti diye minârenin boyun büktüğü, öne arkaya eğildiği görülmüş müdür?”

Rivayete göre Firavun’un hanımı Âsiye merakla: “Kim galip geldi?” diye soruyordu. Ona: “Mûsâ ve Hârûn galip geldi”, denilince hemen: “Ben de Mûsâ ve Hârûn’un Rabbine iman ettim” dedi. Firavun ona adamlarını gönderdi ve şu talimatı verdi: “Büyük bir kaya bulunuz, eğer inan­cını sürdürecek olursa o kayayı onun üzerine bırakınız!” Yanına vardıkların­da başını kaldırıp göğe baktı, cennetteki yerini gördü ve imanını dile ge­tiren sözler söylemeye devam etti. O sırada: “Rabbim! Benim için katında, cennette bir köşk yap! Beni Firavun’dan ve yaptıklarından kurtar; beni bu zâlimler topluluğundan halâs eyle!” diye dua ediyordu. (Tahrim 66/11) Bu esnada da ruhu kabz edildi, cesedin­de ruh olmadığı halde kayayı üzerine bıraktılar. (Kurtubî, el-Câmi‘, XI, 225)

Netice itibariyle:

Tâ-Hâ Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tâ-Hâ Suresi 72. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...