Tâ-Hâ Suresi 83. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Tâ-Hâ Suresi 83. ayeti ne anlatıyor? Tâ-Hâ Suresi 83. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Tâ-Hâ Suresi 83. Ayetinin Arapçası:
وَمَٓا اَعْجَلَكَ عَنْ قَوْمِكَ يَا مُوسٰى
Tâ-Hâ Suresi 83. Ayetinin Meali (Anlamı):
Allah: “Kavmini bırakıp da aceleyle buraya gelmene sebep neydi, ey Mûsâ?” diye sordu.
Tâ-Hâ Suresi 83. Ayetinin Tefsiri:
Hz.
Mûsâ, kavmini Mısır’dan çıkarıp Sînâ’ya ulaştırdı. Cenâb-ı Hak ona, vahyini
bildirmek üzere Tûr’a gelmesini emretti. Mûsâ (a.s.) da kavmin idâresini Hârûn
(a.s.)’a bırakarak aceleyle Tûr’a geldi. Kavmine de kırk gün sonra döneceğini
ve bir kitap getireceğini va‘detti. Mûsâ (a.s.), Allah’ın huzuruna çıkma ve
O’nun kelâmını dinlemeye olan iştiyâkı sebebiyle belirlenen vakitten hayli önce
Tûr dağının tepesine çıktı. Bu yüzden Cenâb-ı Hak, ona niçin kavmini terk edip
buraya gelmede acele ettiğini sormuştu. O da, kavminin kendine yakın bir yerde
Hârûn’un kontrolünde bulunduklarını ve onun vahyi alıp aralarına dönmesini
beklediklerini söyledi. Acele etmesine gelince, sırf Rabbini daha çok hoşnut ve
râzı etmek niyetiyle böyle yaptığını belirtti. Elbette Yüce Allah bunun
sebebini biliyordu. Lâkin bu sözleriyle Mûsâ (a.s.)’a ikramda bulunmayı,
kalbine sükûnet vermeyi ve ona merhamet etmeyi murad etmiştir.
Bu
âyet-i kerîmelerde şu mânalara işaret edilir:
›
Hak yolcusu, Allah’a olan yolculukta gevşeklik göstermemelidir.
Allah’ın rızâsının O’na yönelişte acele etmekte olduğunu bilmelidir. Bu sebeple
dinin emirlerini yerine getirme ve yasaklarından kaçınmada acele davranmak
övülmüştür. Nitekim bu hususa delâlet eden âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:
“O
halde Allah’a koşun!” (Zâriyât 51/50)
“Rabbinizin
bağışlamasına ve genişliği göklerle yer kadar olup takvâ sahipleri için
hazırlanmış bulunan cennete yarışırcasına koşuşun.” (Âl-i İmran
3/133)
“Siz
hep hayırlı işler yapmada birbirinizle yarışın!” (Bakara
2/148)
›
Hak yolcusu, hiçbir mânevî menzilde duraklamamalı, ihlas ve
titizlikle kulluğa devam ederek Rabbine yaklaşabildikçe yaklaşmaya
çalışmalıdır. Nitekim Mûsâ (a.s.) kavmine takılıp kalmamış, Rabbinin huzuruna
varmada acele etmiş, böylece engeller ortadan kalkmıştı.
›
Allah’a ulaşma yolunda mesâfe almak isteyen kulun niyeti hâlis
olmalı ve sırf Rabbinin rızâsını talep etmelidir. Mûsâ (a.s.)’ın “Benden
daha çok hoşnut ve râzı olasın diye aceleyle sana geldim ey Rabbim!” (Tâhâ
20/84) sözü buna işaret etmektedir. Gerçekten de Hz. Mûsâ’nın kasdı
yalnız Rabbine ulaşmaktı.
›
Hak yolcusunun Allah’tan talebi, kendi nefsinin O’ndan râzı olması
değil, O’nun rızâsı olmalıdır. Hz. Mûsâ’nın “benden hoşnut ve râzı olasın”
(Tâhâ 20/84) sözünde bu mâna açıktır. (bk. Bursevî, Rûhu’l-Beyân, V,
492-493)
Şunu
untmamalı ki, Allah’a kavuşma yolu imtihan ve iptilalarla doludur. Nitekim Yüce
Allah, bu yolda Mûsâ (a.s.)’ın kavmiyle, kavmini de buzağıyla imtihan etmişti:
Tâ-Hâ Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Tâ-Hâ Suresi 83. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR