Tadil-i Erkân Ne Demek?
Namazda ta'dîl-i erkânın hükmü nedir?
Ta’dîl-i erkân, namazın rükünlerini düzgün, yerli yerinde ve düzenli yapmak demektir. Tuma’nîne ise, yerine getirilen rükne hakkının verildiğine kanaat getirilmesi ve yapılan işin içe sinmesi durumunu ifade eder ki, ta’dîl-i erkânın sonucudur.
Ta’dîl-i erkân rükûda, rükûdan doğrulmada, secdede, iki secde arasındaki oturuşta söz konusu olur. Meselâ; rükûdan kıyama doğrulurken vücut dimdik bir hale gelmeli, sükûnet bulmalı, en az bir kere, “sübhânallahilazîm (Yüce olan Allah’ı her türlü eksiklikten tenzih ederim)” diyecek kadar ayakta durup daha sonra secdeye varmalıdır. İki secde arasında da bu şekilde bir tesbih miktarı durmalıdır.
NAMAZDA TADİL-İ ERKAN
Hz. Peygamber, namazını kötü bir şekilde kılmakta olan bedevîye şöyle buyurmuştur: “Namaza kalktığın zaman tekbir getir, sonra kolayına gelen Kur’an âyetlerinden oku. Sonra uzuvların sâkin olacak şekilde rükû yap, sonra uzuvların sâkin olacak şekilde secde yap. Sonra bunu bütün namazın süresince böyle yap.” [1]
Ebû Yusuf’a ve Hanefî mezhebi dışındaki üç mezhebe göre, namazda ta’dîl-i erkânı yerine getirmek farz, Ebû Hanîfe ile İmam Muhammed’e göre ise vâcip hükmündedir. Buna göre, ta’dîl-i erkân gözetilmeksizin kılınacak bir namazın, çoğunluğa göre iâdesi gerekirken, Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed’e göre, namazın sonunda sehiv secdesi yapmak yeterli olacaktır.
Namazdan manevî feyiz ve zevk alan kimseler acele etmez ve namazı sükûnet içinde kılarlar. Acele etmeyi ta’zime ve edebe aykırı görürler.
Günlük hayatta en yararlı, en değerli saatler ibadet ile geçen vakitlerdir. Boş yere ve süflî zevkler uğruna saatlerini, günlerini geçiren kimselerin namaz gibi ulvî ve mü’minin miracı olan bir ibadetten bir an önce çıkıp kurtulmaya çalışması yersiz bir aceleciliktir.
Dipnot:
[1] Buhârî, Ezân, 95, 122; Müslim, Salât, 45; Ebû Dâvud, Salât, 164; Tirmizî, Mevâkît, 110.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları