Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Diyanet'i temsilen yayınladığı Kadir Gecesi mesajında, Kadir Gecesi'nin üç mesajına ve nasıl dua edilmesi gerektiğine değindi.
Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesinin zamanı ve alametleri, Kadir Gecesinin neden gizlendiği ve Kadir Gecesini nasıl ihya etmeliyiz? İşte cevabı...
Kadir Gecesi, Ümmet-i Muhammed’e mahsus, muazzam bir ikrâm-ı ilâhîdir. Âyet-i kerîmede bu gecenin bin aydan hayırlı olduğu beyân edilmiştir. Yani bu geceyi ihyâ edenlere 83 küsûr senenin ecri lûtfedilir.
İçinde havadan başka bir şey bulunmayan ağzı kapalı bir testi, suyun üstünde batmadan mesâfeler alır. Kalbi Allâh -celle celâlühû- aşkı ile dolu, aynı zamanda ağzı bütün nefs ve dünyâ azgınlıklarına kapalı mü’min de, dünyâ ummânında batmayarak nice yüce menzillere ulaşır.
Ramazan-ı Şerif, kulluk kalitemizi artırma adına Rabbimizin ikram ettiği eşsiz vesilelerden biridir. İhtiva ettiği faziletler, fırsatlar ve imkânlar yönüyle bir maneviyât deryasıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı 2015 yılı dini günler takvimini sizler için derledik. 2015 yılında kandiller hangi güne denk geliyor? 2015 Ramazan Bayramı ne zaman? 2015 Kurban Bayramı ne zaman? Mevlid Kandili, Üç Ayların Başlangıcı, Ragaip Kandili, Miraç Kandili, Berat Kandili, Kadir Gecesi, Arefe ve Aşure günü gibi dini günlerin tarihi ve tüm detayları...
Osman Nûri Topbaş Hocaefendi’nin 2014 yılı Medine-i Münevvere’deki Kadir Gecesi sohbetini istifadeneze sunuyoruz...
İlmi Araştırmalar Merkezi İLAM'da Araştırma Görevlisi olan Dr. Murat Kaya, Kadir Suresi'nin nasıl nüzul ettiğini ve ayetin nüzulune kimin vesile olduğunu anlatıyor.
Kadir gecesi, Cenâb-ı Hakk’ın, ümmetler içinde sadece ümmet-i Muhammed’e müstesnâ bir ikrâmı olarak lutfettiği, en zengin mânevî hazinelerden biridir. Onun ihtişam ve azameti, kıymet ve ehemmiyeti, müstakil bir sûre-i celîle ve birçok hadîs-i şerîflerle müjdelenmiştir.
Beklenen Nûr, milâdî 571 yılının 20 Nisan’ına tesâdüf eden 12 Rabîulevvel Pazartesi sabahında tan yeri ağarırken zuhûr âlemine tenezzül ederek Abdullâh ve Âmine’nin izdivac kucağında dünyâmızı şereflendirdi.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.