Medîne-i Münevvere

Cafer-i Sâdık (r.a.) Kimdir?

Cafer-i Sadık Hazretleri, Ehl-i Beyt’ten olup Altın Silsile’nin dördüncüsü, 12 İmam’ın altıncısıdır. Cafer-i Sadık Hazretlerinin kısaca hayatı...

İslâm Vakıf Medeniyetidir

Vakıf, Yaratan’dan ötürü yaratılanlara merhamet, şefkat ve sevginin müesseseleşmiş şeklidir. Diğer bir ifâdeyle Allâh’a adanan, temlik ve temellükten ebediyyen men edilen mülkiyetlerdir.

Medine-i Münevvere

Medine-i Münevvere nerededir? Medine'nin coğrafi konumu ve durumu nasıldır, Mekke'ye göre farklılıkları nelerdir? Medine'nin eski adı nedir? Medine'de şehir planlaması ve şehirleşme çalışmaları düzenli olarak ne zaman başlamıştır? Medine'nin İslam'daki yeri ve önemi nedir? Günümüz Medine'sinde hac ve umre ziyaretlerini yerine getiren Müslümanlar için Medine ve çevresinden gezilmesi ve görülmesi tavsiye edilen yerler. Medine hakkında kısaca bilinmesi gerekenler...

Medine-i Münevvere

“El-Medinetü'l-Münevvere” yani “Allah Resulü'nün nuru ile aydınlanmış şehir” adıyla anılan Medine nerededir? Medine'nin eski adı nedir ve diğer isimleri nelerdir? Medine'nin İslam tarihindeki yeri ve önemi.

Türk Hacının İbretlik Kur'an Hatırası

Emin Saraç Hocaefendi, Medîne-i Münevvere eşrâfından olan Abdülkâdir Bekli’den, oranın Mahkeme-i Şer’iyye Sicilleri’ne de geçen, ibret ve hikmet dolu bir hâdiseyi anlatıyor.

İslam'ın Güler Yüzünü Temsil Edecek Kıvam

Asr-ı Saâdet toplumu, incelik, nezâket ve zarâfet toplumuydu. Onlar, insanlar bir tarafa, hayvanlara ve bitkilere dahî nezâketle davranıyor, hiçbir şeyi incitmiyorlardı. Böylelikle  İslâm’ın güler yüzünü temsîl edecek kıvâma ulaşıyorlardı.

Osmanlı'da Peygamber Sevgisinin Adabı

Osmanlı Devleti, pâdişâhından çobanına kadar bütün halkının Peygamber muhabbetiyle temâyüz ettiği bir devletti.

Son Nefese Kadar Cihad

Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem)’nü evinde misafir etmenin ve O’nunla nice gazvelere katılmış olmanın verdiği gönül rahatlığı ile Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.) “Artık bu şeref bana kâfidir” diyerek, Medîne-i Münevvere’nin hurma bahçelerinde gölgelerde oturma yerine, ilerlemiş yaşına rağmen çöl sıcaklarının altında 1000 km.’lik yolu göze alıp Allah Resûlünün müjdesine nâil olma heyecanı, nasıl bir îman heyecanıdır? Hayra doymamak herhalde böyle bir şeydir. Ya da son nefese kadar mesûliyet şuurunu kaybetmemek hâli bu olsa gerektir.

Kocaman Bir Yürekte Açılan Kapı

Nice büyük hayırlar, çok miktarda malı mülkü olanlar tarafından değil, kocaman bir yüreğe, samimi bir adanmışlığa sahip, fedakâr öncülerin liderliğinde gerçekleştirilmiştir. Öyleyse bir hizmet başlatılacaksa, önce adanmış gönüller bulunmalıdır. O varsa, yola çıkmaktan korkmamalıdır.

Osmanlı’nın Harameyn Vakıfları

Osmanlı döneminde Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere’de hizmet vermek üzere binlerce vakıf kurulmuştur…

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.