Medîne-i Münevvere

Surre-i Hümâyûn Alayları Ve  Hac Yolculuğu

Size bir teklifim olacak; gelin oturup ecdâdın unutulmaz hizmetlerinden birindeki mükemmel işleyişin satır başlarını konuşalım. Her yıl kutsal topraklara sefer eden hac yolcuları ile Surre-i Hümâyûn kafileleri arasından süzülerek, geçmişin aydınlığından geleceğe umut devşirelim…

Her Şeyini Allah Yolunda Fedâ Etti

Ashâbın en zenginlerinden olan Ebû Bekir -radıyallâhu anh-, Allah Rasûlü’nde fânî olunca, canını ve malını cömertçe O’nun yolunda fedâ etmişti. Fahr-i Kâinât Efendimiz’e peygamberlik geldiğinde, Ebû Bekir -radıyallâhu anh-’ın 40 bin dirhemlik bir serveti vardı. Malının büyük bir kısmını İslâm uğrunda infâk etti. Müslüman olan köleleri âzâd ediyor, mü’minlere her türlü desteği sağlıyordu. En son kalan 5 bin dirhemi de hicret esnâsında yanına alarak yola çıktı ve Medîne-i Münevvere’de Allah için infâk etmeye devam etti.[1]

Manevi Hastalıklarda Erken Teşhis

Her hastalıkta olduğu gibi manevî hastalıklarda da erken teşhis önemlidir. Hastalık derinleşip bütün benliği sardıktan sonra hayata geri dönüş kolay olmayacaktır. Bu itibarla yıllık, haftalık ve hatta günlük bir muhasebe ile hâli ölçmek, kulluk kıvamının sıhhati için son derece önemlidir.

Bir Dirhem 100 Bin Dirhemi Geçti

Nice büyük hayırlar, çok miktarda malı mülkü olanlar tarafından değil, kocaman bir yüreğe sahip, fedakâr öncülerin liderliğinde  gerçekleştirilmiştir. O varsa, yola çıkmaktan korkmamalıdır. 

İmanları Uğruna Canlarını Vermekten Çekinmediler

Câhiliye devrindeyken en ufak bir musîbet karşısında saçını başını yolarak ve üstünü başını yırtarak günlerce dövünen kadınlar, Allâh’a olan kuvvetli îmanları sâyesinde, muhteşem bir vakar âbidesi hâline gelmişlerdi.

Ye’cûc ve Me’cûc Kavmi Kimdir?

Rivâyetlere göre, Ye’cûc ve Me’cûc, kötü ve belâlı iki millettir. Yüzleri yassı, gözleri küçük, kulakları çok büyük, boyları kısa, sayıları çoktur. Kıyâmete yakın yeryüzüne yayılacaklardır. Ye’cûc ve Me’cûc kavminde ânî doğumlar olacak, böylece birden bire artacaklardır. Nasıl sinekler teressübât üzerinde birden çoğalıyorlarsa, onlar da öyle çoğalacaklardır. Şu an bulundukları yer Hak Teâlâ’nın ilminde gizlidir.

Peygamber Efendimiz'in Şehitler İçin Ettiği Duâ

Uhud Harbi’nden Medîne-i Münevvere’ye dönerken Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- at üzerinde bulunuyor, atın dizginini de Sa‘d bin Muâz -radıyallâhu anh- tutuyordu. Sa‘d’ın annesi Kebşe bint-i Ubeyd -radıyallâhu anhâ-, Efendimiz’e doğru geldi.

Kadir Gecesi'nde Neler Oluyor? Ne Yapmalı?

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin Medine-i Münevvere'de yapmış olduğu ''Kadir Gecesi Özel Sohbeti''ni istifâdenize sunuyoruz...

Ecdadımızın Peygamberimize Hürmeti

Ecdâdımız, Efendimiz’i kalplerinde öyle müstesnâ bir yere koymuşlardır ki, günlük hayatlarından, yazdıkları na’tlere kadar her sahada O’nun adını zikretmeyi ve şefâatini dilemeyi bir düstûr hâline getirmişlerdir.

Mescid-i Nebevî'nin Tamiratına Gösterilen Hassasiyet

Sultan I. Mahmud, âşık gönüllerin Efendimiz’e olan hasretlerini bir nebze de olsa dindirebilmek ümidiyle Eyüp Sultan Türbesi’ne, Allah Resûlü’nün mübârek ayak izini koydurmuştur. (Ziya Demirel-Avni Arslan, Osmanlı’da Peygamber Sevgisi, s. 89)

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.