misafir ağırlamak

İslam’da Misafirlik Adabı

Kur'an ve Sünnet ışığında Misafir Kimdir? Misafirlik Nedir? Misafire Nasıl Davranmalı? gibi hususları ele alan metinde 14. yüzyıldan 21. yüzyıla uzanan Anadolu kültüründe misafirlik adabı...

'halil İbrahim Sofrası' Nedir?

Misafirperverlik, bizim kültürümüzün en önemli değerlerinden bir tanesiydi. Her evin kapısı ve sofrası misafirlere açık olurdu. Çünkü Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm- misafiri ve ikramı çok seven bir peygamberdi ve biz de onun bu özelliğini kendi kültürümüze ne güzel uyarlamıştık. Halil İbrahim peygamberle andığımız Halil İbrahim Sofrası neydi, bunu yaşatmak için yeniden hatırlama zamanı şimdi...

Evimizin Bereket Kapısı 'misafir'

Bir tarafta misafir geldi diye alnı kırışan, yüzü ekşiyen dar gönüllü nasipsizler, diğer tarafta ise misafirsiz sofraya oturmayan derya gönüllü bahtiyârlar. Hepsi insan suretinde, fakat mânâ cihetiyle gönül madenleri ne kadar farklı…

Misafir Medeniyeti

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, misafir ağırlamış, misafirlerine bizzat hizmet ve ikramda bulunmuş, ashâbını da misafirle ilgilenmeye teşvik etmiştir. Buradan anlıyoruz ki bizim medeniyetimiz bir misafir medeniyeti.

Misafire İkramın Edebi

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sünneti dediğimizde sadece sağ elle yemek yemesini, oturarak su içmesini örnek verir ve onu uygularız. Kendisine ikram edilen bir hediye veya yemeği, güler yüzle kabul edip eğer yemediği bir ikramsa nîmeti hor görmeden, ikram sahibini kırmadan geri çevirmesini sünnet olarak uygulayabiliyor muyuz?

Kaşık Sayısı Arttıkça Bereketlenen Yemek

Asr-ı saâdet devrinde yaşanan ibretlik bir hadiseyi istifadenize sunuyoruz.

Misafir Ağırlamanın Fazileti

Misafirlere karşı olan davranışlarımız, dinimizin emri gereği elbette ki hürmetkâr ve zarif olmalı... Bu halimizi dışarıdan biriymiş gibi gözlemleyip tefekkür edebilirsek, benzer nazik tutumları, en yakınlarımızın da kat kat fazlasıyla hak ettiği gerçeğini hatırdan çıkarmayız.

Misafir Ağırlamak Dinimizde Neden Önemli?

Müslümanlar misafir ağırlamayı ibadet gibi görüp değerlendirdiği için bu güzel hasleti îfâ ederken ihlâsla davranmaya çalışır ve ihsân sırrını gözetirler. Bu vesileyle misafiri nimet ve ganimet olarak görürler.

Müslüman Oldu, Köyüne Cami Yaptırdı

Romanya'nın Neamt kentine bağlı Bıra köyünde yaşayan ve 10 sene önce Müslüman olan 50 yaşındaki Abdullâh Daniel Cıniparu, köyüne cami yaptırdı.

Osmanlı’da Misafir Ağırlama Adabı

Osmanlılar, gönüllerini tezyîn eden İslâm ahlâkının zarâfet ve nezâket numûneleriyle dolu bir hayat yaşamışlardır. Dolayısıyla Avrupa’da insanlar âdeta idârecilerinin eli altında esir muâmelesine tâbî tutularak çok ağır şartlarda yaşarken Osmanlılar’da Müslüman olmayan ahâlî bile gâyet huzur ve rahat içinde ömür sürmekteydi.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.