Prof. Dr. Süleyman Derin

Hediye Gönderenin Büyüklüğüncedir

Her nimet karşılığında bir şükrü gerektirir. Nimetlerin en büyüğü olan Peygamber nimeti de bundan istisna değildir. Yüce Rabbimiz lütfettiği bu nimete şükür olarak Kutlu Elçisine sık sık salat u selam getirmemizi emir buyurmuştur.

Vaktinizi İyi Kullanmak İçin Üç Öneri

Bugün maalesef vakitlerimizi gıybet, tecessüs, fazla uyku gibi boş işlerle harcamaktayız. Allah’ın ihsan ettiği duyularımızı amacı dışında kullanma ve gücümüz yettiği halde pek çok hayır işini ihmal etmekteyiz. Allah dostları bu gaflete engel olmak için pek çok kural ve uygulama ortaya koymuşlardır. İşte vaktinizi iyi kullanmak için üç öneri...

Muâmelât Olmadan Tasavvuf Olmaz!

Tasavvufu sadece raks, sema, zikir ayini gibi gören, kullar ile olan ilişkilerde fıkhın muamelatına uymayan kimseler sufilerin başıboşlarıdır ve ayette buyrulduğu üzere bunlar dini boş iş ve oyun eğlence haline getirmişlerdir. Zira nefis zevkin her türünü yaşamak ister, kendi şehvani arzularına set çekilmediğinde dine bile taraftar olur, ama böyle bir dindarlık gerçekte nefsin elinde köle olmaktır.

Sufilere Göre İslam'ı Tebliğ Etmek

Sufiler irşad dediğimiz insanları aydınlatma, Hakka götürmeyi de hayatlarının en önemli vazifesi olarak görmüşler, sohbet ve zikir meclisleri ile İslam’dan gafil yaşayan Müslümanları İslam’ın güzellikleri ile buluşturmuşlardır. Yeni fethedilen bölgelere kurulan tekkeler ile de gayr-i müslim halka İslam’ı tebliğ etmiş, güzel ahlakları ile onları kendilerine hayran bırakmışlardır.

İstanbul'da Turistlerin İslam'la İlgili En Çok Sorduğu Soru

Prof. Dr. Süleyman Derin ile "turistlere tebliğ üzerine" Altınoluk dergisinde yapılan röportajı sizler için alıntılıyoruz.

Ahirete Yakınî İman

Tasavvufun amacı maneviyat yolcularını ihsan makamına eriştirmektir, Peygamber Efendimizin tarif ettiği üzere “sanki Rabbimizi görüyormuş gibi” O’na kulluk etmelerini mümkün kılmaktır. İhsan mertebesine ulaşan mümin Rabbin bakışı önünde olduğu şuuru ile amel eder. Böylece imanını yakinî hale getirir.

Nakşibendilik Konferansı Devam Ediyor

Uluslararası Bahâeddin Nakşibend ve Nakşibendîlik Sempozyumu, bugün ve yarın yapılacak porgramlarla devam ediyor. 

Kur'ân'ı Doğru Anlamak İçin İkâzlar

Yüce Kur’an insanlık için bir rahmet, Müslümanlar için de hidayet kaynağı bir rehberdir. Allah Teâlâ Peygamber Efendimizi ve Kur’an’ı göndermekle bizlere büyük bir ihsanda bulunmuştur. Ne var İslam âleminin içinde bulunduğu duruma baktığımızda, bu iki büyük nimetten yeterince istifade edemediğimiz anlaşılıyor.

Medine'nin En Zengini Nice Günler Aç Uyudu

Dinimize göre bu dünya hayatı ahiretin tarlası olup, akıllı müslüman için maddi imkânlar ahiret sermayesidir. Son dönemde ülkemiz maddî olarak zenginleşmiş diğer insanlar gibi dini camialarda bu refahtan paylarını almışlardır. Dünyevileşmenin tehlikelerine en çok dikkat çeken sufi kesimler olduğu için onların bu husustaki uyarıları bizim için her zaman göz açıcı olmuştur.

Sıradan İşleri İbadete Nasıl Dönüştürebilirsiniz?

Şuurlu insan bir bardak suyu içerken, bir lokma ekmek yerken, bunları ruhu yani maneviyatı adına yapar ve böylece sevap kazanır, şuurlu insan en basit dünyevi işleri bile Allah Teâla’nın gözetimi altında huzur halinde yapar, edebince iş görür. Bunun aksine şuursuz Müslüman kıldığı namazdan tuttuğu oruçtan bile fayda göremez; namazda bile Allah’ı unutur da “yazıklar olsun o namaz kılanlara” itabına muhatap olur. İnsan yaptığı işi Allah adına yaparsa en basit hareketi bile ibadet olur; nefsi ile ve nefsinin keyfi için hareket ederse ibadeti bile riyakârlık ve kör taklit haline dönüşür.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.