Türkiye’de yaşayan engellilerin 2018 yılında kendilerine tanınan yasal ve sosyal hakları…
Gelin, düşmanı çok dışarılarda aramayalım. Biz hâini kendi bünyemizde yetiştirdik, yetiştiriyoruz. Düşman düşmanlığını yapıyor ve yapacak. Dostlar düşman olmuş, başka düşmana gerek var mı?
Tahin helvası, en basit ifadeyle; susam ezmesi, yani tahin, çöven kökü ekstresi ve şekerden oluşan, besin değeri yüksek bir gıda maddesidir. Evde tahin helvası nasıl yapılır? İşte tarifi...
Her insan, yeryüzüne hem üstün özelliklerle hem de süflî vasıflarla gelir. Ondan beklenen, süflî ve nefsânî arzularını sınırlaması, yani “nefsini tezkiye etmesi”dir. Nefs temizlendikten sonra işin ikinci aşaması başlar, o da “kalbin tasfiyesi”… Kalpteki dünyevî, nefsânî, şeytânî bağlılık ve muhabbetler yok edilir ve insan duygu ve düşüncelerinin merkezi olan kalp, Allâh’ın muhabbetine tahsis edilir.
Bebeğin, anne rahminde geçirdiği 40 haftanın ardından dünyaya gelmesi ile alakalı yaşanan hâdiseler, hem anne bedeninde, hem de bebeğin bedeninde meydana gelen değişiklikler açısından insanın zihnini zorlayan, hayret verici, mûcizevî ve mükemmel bir süreçtir.
“Savm” kökünden gelen “oruç” fiili; kişinin kendini tutması, frenlemesi ve alıkoyması mânâlarına gelir. Bir diğer anlamıyla oruç; elimize, ayağımıza, dilimize, gözümüze, kulağımıza, kalbimize ve bedenimizin her âzâsına sınır koymak, onları çerçeve içine almak, muhafaza etmektir.
Ramazan ayında neler yapabilirsiniz? İşte Ramazan'da yapabileceğiniz ibadetler...
Hediyeleşmek, Peygamber Efendimizin de sünneti ve tavsiyesidir. Sahâbîleri tarafından çok sevilen Rasûlullah Efendimiz hem gelen hediyeleri kabul etmiş, hem de bizzat hediyeler takdim etmiştir. Hattâ ihtiyaç ve taleplere binâen kendisine gelen hediyeyi, hemen bir başkasına hediye ettiği görülmüştür.
İçerisinde bulunduğumuz bu günler, sadaka ve infaklar vesîlesiyle, nazargâh-ı ilâhî olan gönülleri kazanma mevsimi…
İftar ve sahur sofrası nasıl olmalı? İftarda ve sahurda ne yemeliyiz? Örnek iftar ve sahur menüsü nasıl olmalıdır? İftar ve sahur sofrasını, israf sofrasına dönüştürmeden nasıl bir iftar ve sahur sofrası hazırlamanız gerektiğini haberimizden okuyabilirsiniz.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.