Sürekli Allah ism-i celâli ile meşgul olan dil ve o dilden kalbe akseden bu güzel ifade; gönül aynasında kendini gösterecek, dünyevî her türlü meşguliyetten bîtâp düşen insanı zinde kılacaktır. Bu yüzden zikir gönül yorgunluğumuzu alacak en kolay ve anlamlı bir ibadettir.
Halep ile ilgili okuduğum son haberin başlığı şuydu: “Halep’te kefen kalmadı…” Evet, hâli içler acısıydı Halep’in… Hâlimiz içler acısıydı. Ailesini, eşini, dostunu şehâdete uğurlamış, evi barkı yıkılan, o enkâzın içinden Kur’ân-ı Kerim’leri toplayan Halepli bir adamın gözyaşları içindeki şu feryâdı hâlimizin ne denli içler acısı olduğunu ortaya koyuyordu.
Leblebi tozundan kurabiye nasıl yapılır? İşte tarifi...
Emânetin değersizleştirildiği bir zamanda yaşıyoruz. Emânete karşı hassasiyetimizi yitirdiğimiz ve bu şuurdan gitgide uzaklaştığımız bir zaman dilimindeyiz. Hâlbuki verilen veya verilmeyen her şeyin bir nimet olduğu; her nimetin de bir emânet boyutu olduğu gerçeği, bizim köklerimizi ve tefekkür zeminimizi oluşturan Kitab’ımızda beyân edilmektedir. Öyle ki, hayat rehberi olarak kabul ettiğimiz Kitab’ın kendisi de bir emânettir.
Canımız bir emânettir; her türlü kötü alışkanlıklardan muhafaza etmeli, sağlığımızı en güzel şekilde korumalıyız. Ruh dünyamızın tekâmülü için mânevi gıdaları alabileceğimiz ortamları tercih etmeli, akıl nimetinin muhafazası ve ferasetimizin kemâli için aklımızı hep güzel işlerde kullanmalıyız.
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) diyarına bir yolculuk...
Bulgur için söylenecek o kadar çok şey var ki… Bilinen en eski tahıl oluşundan tutun, yüksek besleyici değerine; en ekonomik gıda oluşundan, yıllardır sofralarımızın baş tacı oluşuna kadar… Her ne kadar pirinç onun iyi bir rakibi olsa da bilinçli beslenmeyi alışkanlık hâline getirenler için bulgurun yeri aslâ doldurulamaz.
Ölüm ânı ve akabinde yaşananlar herkes için farklı farklı tecellî etse de, ölümün belki de en güzel hâlini yaşayanlardır: Allah dostları…
Tarihte bilinen ilk doğum günü kutlaması, Eski Mısır’da ve milâttan önce 3000’lerde… Yani yaklaşık beş bin yıllık bir geçmişi var ve ilk defa firavun hânedanından “kendisinin kutsal tanrı olduğunu iddiâ eden” birisi için kutlanıyor. Bu doğum günü kutlamasını yapan kadın da Kleopatra…
Haşhaşlı örgü poğaça tarifi için malzemeler ve yapılışı...
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.