Huzur ve Sekînet Limanı ÂİLEMİZ, Ömer Faruk Demireşik'in kaleminden Erkam Yayınları etiketiyle çıktı.
Allah Resulü'ne (sellallahu aleyhi ve sellem) ve Ehl-i Beyt'e karşı sevgimiz nasıl olmalı? Onları severken nelere dikkat etmeliyiz?
İslam dininde ve diğer dini inançlarda "boşanma" nasıl gerçekleştiriliyor?
İnsanın tohumu olan zigot, rahme tutunurken, yumurtalıktan yumurtayı bırakan hücreler, onun sağlıklı bir şekilde rahme yerleşmesini sağlayan bir hormonu salgılar. Ayrıca beyne bir sinyal gönderilerek yumurtalıktan yeni yumurta çıkışı durdurulur. Zira ilkah olduğunda ve hâmilelik oluştuğunda, artık yeni yumurta çıkışına ihtiyaç yoktur.
Bir erkeğin eşini boşaması, ya açıkça “Seni boşadım!” şeklinde bir ifade ile gerçekleşir ya da “Senden ayrıldım, artık sen bana haramsın! Çık, git! Evi terk et! Annenin-babanın evine git!” gibi boşanmayı çağrıştıracak kinâyeli sözlerle olur.
Kıymetli okuyucularımız; Sizleri bu ay, ömrünün çocukluk ve gençlik devresini büyük zorluklarla geçiren, buna rağmen yaşadığı bu sıkıntıları, “Rabbinin kendisine ikram edeceği bir nîmete hazırlık devresi” olarak gören, bu yüzden kendisine çile çektiren herkese cân u gönülden duâ ederek büyük bir ibretlik hâl sergileyen Hatice Daştan Hanımefendi ile tanıştıracağız.
Bir büyüğümden dinlemiştim vaktiyle, üç noktanın mânâsı için şöyle demişti: “Ân gelir üç noktanın anlattığını, bütün bir edebiyat şerh etmekte acze düşer.” Öyledir, bazen kelimeler kifayetsiz kalır duygular karşısında… Yazımızın konusu aşk olunca boşuna değil, yazıyla ilgili birçok başlık yazıp sildim ve az önce naklettiğim söz aklıma geldi. Evet, aşkı anlatacaksak eğer, bu yazının başlığı, üç nokta olmalıydı.
Evli olan çiftlerin üç talakta boşanması sonrasında İslam'a göre ne yapmaları gerekiyor?
İddet, sözlükte belirli sayı, boşanan veya kocası ölen kadının yeniden evlenebilmek için beklemesi gereken süre mânâsına gelir. İddet süresi, çoğunlukla kadının ay hâli (hayız) sayısını veya ayları sayarak belirlendiği için bu kelimeyle ifade edilmiştir.
Lügatte; “herhangi bir şeyin bağını çözmek” mânâsında kullanılan “talak”, ıstılahta; “kadın ile erkek arasındaki bağın çözülmesi ve evliliğin sona ermesi” olarak târif edilir.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.