
Taha Suresinin 74-75. Ayetleri Ne Anlatıyor?
Taha suresinin 74-75. ayetlerinde ne anlatılmak isteniyor? Hem dünyada hem de ahirette fayda sağlayan şeyleri bildiren âyetler; Taha suresinin 74-75. ayetlerinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Taha suresinin 74-75. ayetlerinde şöyle buyrulur:
Taha Suresi 74-75. Ayetleri Arapça:
اِنَّهُ مَنْ يَأْتِ رَبَّهُ مُجْرِمًا فَاِنَّ لَهُ جَهَنَّمَۜ لَا يَمُوتُ ف۪يهَا وَلَا يَحْيٰى وَمَنْ يَأْتِه۪ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلٰىۙ
Taha Suresi 74-75. Ayetleri Meali:
Kim Rabbine günahkâr hâliyle varırsa, bilsin ki cehennem onu beklemektedir; orada ne ölür ne de düzgün yaşar. Dünya ve ahirete yararlı işler yapmış bir mümin olarak onun huzuruna çıkan kimseler için ise üstün dereceler vardır. (Tâ-Hâ, 19/74-75)
İMAN VE SÂLİH AMEL, HEM DÜNYADA HEM DE AHİRETTE FAYDA SAĞLAR
Bilgi:
İslam’a göre en değerli ve faziletli şey kendisiyle amel edilen “iman”dır. Bunun yerine değer ve fazileti tespit etmede maddî imkân ve makam gibi şeylerin kıstas olarak alınması yanıltıcıdır. Çünkü bunlar geçici rahatlık ve itibar sağlasa da sonuçta kalıcı faydaları yoktur. Mümin, dünyayı ahiret boyutuyla birlikte anlamlandırır. Dünyada var olma gayesinin, Allah’ın bildirdiği şekliyle “güzel ameller” yapmak olduğu bilincine sahip olur.
Mesaj:
İman ile birlikte sâlih ameller, dünyayı güzelleştirdiği gibi ahirette de güzel karşılıklar almaya vesiledir.
Kelime Dağarcığı:
Mücrim: Günahkâr, suçlu.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
Taha Suresi 74-75. Ayetleri Tefsiri:
- Gerçek şu ki, kim Rabbine inkârcı bir suçlu olarak gelirse, onun hakkı cehennemdir. Orada ne ölür kurtulur, ne de rahat yaşar!
- Kim de Allah’a sâlih ameller işlemiş bir mü’min olarak varırsa, onlar için de öte dünyada pek yüksek dereceler vardır.
- Onlar, altlarından ırmaklar akan Adn cennetlerinde ebedî kalacaklardır. Her türlü yanlış inançtan ve günahlardan arınanların mükâfatı işte budur!
“Mücrim”den maksat, ömrünü günah hasadıyla tamamlayıp Rabbinin huzuruna kâfir olarak gelen kimsedir. Bunların cezası ebedî cehennemdir. Orada ne ölecek ne de yaşayacaklar. Ölmeyecekler ki ölüp de kurtulsunlar, yaşamayacaklar ki yaşayıp mutlu olsunlar. Aslında ölüp yok olmayı isteyecekler, fakat bu mümkün olmayacaktır. Nitekim bu hususa temas eden âyetlerde şöyle buyrulur:
“Cehennemdekiler, cehennem bekçisine: «Ey Mâlik! Rabbine dua et, öldürüp yok etmek suretiyle bizim işimizi bitirsin!» diye feryat ederler. O ise: «Siz burada ebedî kalacaksınız!» der.” (Zuhruf 43/77)
“Zincirlerle elleri boyunlarına kelepçelenmiş, ayakları bukağılı olarak cehennemin dar bir yerine tıkıldıkları vakit, hemen orada ölsek de kurtulsak diye helâk olmak için can atacaklar. Kendilerine: «Bugün bir defa helâk olmayı istemeyin. İsterseniz birçok defalar helâk olmayı isteyin; bunun size bir faydası olmaz!» denilecek.” (Furkân 25/13-14)
İmanla sâlih amelleri birleştirenlere cennette pek yüksek dereceler vardır. O yüksek dereceler, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları Adn cennetleridir. Bu cennetlere erişmek isteyenler, küfür, şirk ve isyan başta olmak üzere her türlü günahlardan, kötülüklerden nefislerini arındırmalı; Resûlullah (s.a.s.)’in canlı olarak temsil ettiği Kur’an ahlâkıyla ruhlarını tezyin etmelidirler.
Burada imanı olup sâlih amelleri olmayan veya eksik olan kimselerin, cennete girseler de, o yüksek derecelerden mahrum kalacaklarına işaret bulunmaktadır.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR