Tahkikat Ne Demek?

Tahkikat Nedir? Tahkikat kelimesi ne anlama gelmektedir? Tahkikat kelimesine örnek cümleler...

Tahkîkat: Araştırmalar, soruşturmalar anlamlarına gelmektedir.

TAHKİKAT KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in durumuna gelince; en büyük keder, hiç şüphesiz O’nun mübârek gönlüne düşmüştü. Çoğu kere evine kapanıyor, insanlarla pek fazla görüşmüyordu. Bu hususta küçük bir tahkîkat yaptırdı. Hazret-i Âişe’nin suçlu olduğuna dâir en ufak bir alâmet bile yoktu. Ancak münâfık ağızlar susmuyordu.

*****

Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Mustalikoğulları’na göndermek üzere askerî bir birlik hazırladı. Benî Mustalik bunu haber alınca, Velîd’i karşılamak üzere toplanan heyet, acele Medîne’ye geldi. Medîne’de, kendilerine gönderilmek üzere bulunan İslâm birliğiyle karşılaştılar. İşin aslı öğrenildi. Bu esnâda Cenâb-ı Hak, bütün mü’minlere herhangi bir hususta tahkîkat yapmadan hüküm vermemelerini ihtâr etmek üzere vahyini gönderdi.

*****

Sultân’ın bu tavrının ardından yapılan tahkikatta, bezirgânın bir yahûdî olduğu tespit edilmiş ve devlet merkezinden de uzaklaştırılmıştır.

*****

Kadı Mahmûd Efendi de, bu cevabı gâyet mânidar bularak kararı Bursalı hacıların dönüşüne tehir etti. Bursalı hacılar döndüğünde de yaptığı tahkîkat neticesinde meseleyi olduğu gibi öğrendi ve büyük bir hayret ve şaşkınlık içerisinde dâvâyı iptal etmek zorunda kaldı.

*****

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in durumuna gelince; en büyük keder, hiç şüphesiz O’nun mübârek gönlüne düşmüştü. Çoğu kere evine kapanıyor, insanlarla pek fazla görüşmüyordu. Bu hususta küçük bir tahkîkat yaptırdı.

*****

Takriben on yıl sonra Sultan Vahidüddîn merhûmun tâlimatı ile yapılan tahkîkatta ortaya çıkan tablo yüz kızartıcıdır:

Yağmagir ve hırsızların listesi, Hareket Ordusu kumandanı Mahmud Şevket Paşa’dan başlayarak en küçük zâbite kadar büyük bir yekûn teşkil etmiş, fakat o buhranlı zamanda bu hıyânetin hesâbını sormak -maalesef- mümkün olmamıştır.

İslam ve İhsan

"BİZ AYIP VE KUSUR ARAŞTIRMAKTAN MEN EDİLDİK" HADİSİ

"Biz Ayıp ve Kusur Araştırmaktan Men Edildik" Hadisi

AYIP VE KUSUR ARAŞTIRMAK İLE İLGİLİ HADİS

Ayıp ve Kusur Araştırmak ile İlgili Hadis

İLAHİ DİNLER HAKKINDA BİLGİ - İLAHİ DİNLERİN ÖZELLİKLERİ

İlahi Dinler Hakkında Bilgi - İlahi Dinlerin Özellikleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.