Tahrif Nedir? Ne Demek?

NE NEDİR?

Tahrif ne demek? Tahrif kelimesinin anlamı nedir? Tahrif kelimesine örnek cümleler...

Tahrîf: Kelimede harflerin yerini değiştirerek mânayı bozma. Bozma, değiştirme anlamlarına gelmektedir.

TAHRİF KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Hristiyan müsteşrikler, bu hâdise sebebiyle İslâm’a leke sürebilmek için Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in Râhip Bahîra’dan telkinler aldığı iddiâsında bulunurlar. Bu ise, tamâmen hakîkat dışı bir ithamdır. Kur’ân ve tevhîd akîdesine zıddır. Zîrâ Bahîra bir hristiyan papazı idi. Kur’ân-ı Kerîm tahrîf edilmiş olan Tevrât ve İncîl’i tashih edip dururken Allâh Rasûlü’nün böyle bozulmuş bir dînin temsilcisinden telkîn alması nasıl düşünülebilir?!

*****

Akîdeden sonra bir dîni ayakta tutan diğer hususlar, ibâdet hayâtı ve muâmelâttır. İslâm dîni, düzenli bir ibâdet hayâtı getirmiş, insanlar arasındaki münâsebetleri (muâmelât) hak, adâlet ve ahlâk temelleri üzerinde yeniden kurmuş ve cezâî müeyyideleri de içine alan bir hukuk vazetmiştir. Bahîra’nın dîni olan Hristiyanlık’ta ise ibâdet hayâtı tahrîf edilmiştir. Muâmelât ve ukûbât ise mevcut değildir.

*****

Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bütün insanlara ve cinlere gönderilmiştir. Yâni Rasûlü’s-sekaleyn’dir. Getirdiği dîn, kıyâmete  kadar bâkîdir. Diğer peygamberler ise geçici bir zaman için ve bâzıları da münhasıran bir kavme gönderilmişlerdir. Bu bakımdan her peygamberin mûcizesi kendi zamânına münhasırken, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in mûcizeleri bütün zamanlara şâmildir. Bilhassa Kur’ân-ı Kerîm, O’na verilen en büyük mûcize olarak kıyâmete kadar tahrîften masûn olarak bâkîdir.

*****

Hazret-i Âdem -aleyhisselâm- ve Havvâ vâlidemiz ile başlayan insanlık âilesi, dînî huzur ve saâdet iklîminde yaşamak üzere; bugün Mekke’deki Kâbe’nin yerini ilk ibâdethâne edinmişlerdir. Hayâtî ve ictimâî lüzum sebebiyle etrâfa yayılan Âdemoğulları, zaman zaman peygamberlerle irşâd olunarak dînî hayâtı devâm ettirmişler ve bu sûretle ilâhî hakîkatlere sâdık kalmışlardır. Zîrâ ilâhî hakîkatler, Hazret-i Âdem -aleyhisselâm-’dan itibâren zaman zaman birtakım dîn tahripçileri ve câhiller tarafından tahrîf edilmiş, lâkin Cenâb-ı Hak, müteselsilen peygamberler göndermek sûretiyle bu tahribâtı bertarâf edip dîni yeniden ihyâ etmiştir. Bu sûretle insanlık âlemi, ferdî ve ictimâî buhranlardan kurtarılmıştır.

*****

En mühimi de tasavvuf; hayatı baştan sona, Peygamber Efendimiz’in yaşadığı gibi, îtidâl, muvâzene ve istikâmet üzere yaşayabilme azmidir. Zira O, ideal bir rehber ve emsalsiz bir örnek şahsiyet olarak, Cenâb-ı Hakkʼın beşeriyete en müstesnâ armağanıdır. Rasûlullah Efendimizʼin bütün hâl ve davranışları, ashâb-ı kirâm tarafından müşâhede ve ifâde edilerek bize kadar intikal ettirilmiştir. Yüce Rabbimizʼin Kur’ân-ı Kerîmʼi, bir harfi bile tahrife uğramaksızın devam ettirmesi gibi büyük bir lûtuf olan Peygamber Efendimizʼin bütün davranışları da, kâmil bir insan olabilmek için
ölçü alınması gereken en müstesnâ hazinedir.