Tahrim Suresi 2. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Tahrim Suresi 2. ayeti ne anlatıyor? Tahrim Suresi 2. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Tahrim Suresi 2. Ayetinin Arapçası:

قَدْ فَرَضَ اللّٰهُ لَكُمْ تَحِلَّةَ اَيْمَانِكُمْۚ وَاللّٰهُ مَوْلٰيكُمْۚ وَهُوَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

Tahrim Suresi 2. Ayetinin Meali (Anlamı):

Allah, kefaretini ödemek şartıyla uygun olmayan yeminlerinizi bozmayı size meşrû kılmıştır. Sizin dostunuz ve yardımcınız Allah’tır. O, her şeyi hakkiyle bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.

Tahrim Suresi 2. Ayetinin Tefsiri:

Bir şeyi haram veya helâl kılma hakkı sadece Allah’a aittir. Peygamber de, kendi inisiyatifiyle değil, ancak Allah Teâlâ’nın bildirmesiyle bir şeyin helâlliğine ya da haramlığına hükmeder. Âyet-i kerîmelerin hitap tarzından şu anlaşılıyor ki, Resûlullah (s.a.s.), hanımlarını hoşnut etmek için normalde helâl olan bir şeyi kendine haram kılmıştır. Dinin tebliğcisi ve ümmetin örneği olması hasebiyle, böyle bir tasarrufu uygun bulunmadığından, Cenâb-ı Hak kendini uyarmış ve böyle yapmaktan vazgeçmesini istemiştir. Helâl olan bir şeyi haram kılmak için yapılan yeminlerin, kefaretini ödeyerek bozulmasını emretmiştir. Nitekim Mâide sûresi 89. âyette yemin kefareti:

  Kişinin ailesine yedirdiği yemeğin orta hallisinden on fakiri doyurmak,

  Veya onları giydirmek,

  Yahut bir köle azat etmek,

  Bunlardan birini yapamazsa üç gün oruç tutmak, olarak hükme bağlanmıştır.

Resûlullah (s.a.s.)’in kendisine haram kıldığı şey hakkında gelen rivayetlerin en sahih olanı, Hz. Aişe’nin anlattığı şu hâdisedir:

İkindi namazı sonrası hanımlarının odalarına uğramak Resûlullah (s.a.s.)’in âdetiydi. Efendimiz (a.s.) bir süredir eşi Zeynep bint-i Cahş’ın odasında daha fazla kalmaya başlamıştı. Çünkü ona bir yerden bal gelmişti. Allah Resûlü (s.a.s.) de balı çok sevdiğinden, orada bal şerbeti içiyordu. Aişe (r.a.) şöyle anlatıyor: “Bu durumu çok kıskandım. Hafsa ile anlaşıp, Rasulüllah (s.a.s.) yanımıza geldiğinde, ağzından meğafir kokusu geldiğini söylemeyi kararlaştırdık.[1] Her birimiz, Peygamber (s.a.s.)’in çok titiz olduğunu ve kendisinden kötü bir koku yayıldığında, bundan çok rahatsız olacağını biliyorduk. Bu yüzden Efendimiz’in Zeyneb’in yanında çok kalmaması için bu hileye başvurduk.” Gerçekten de hile tesirini gösterdi. Hanımlarının “ağzından meğafir kokusu geliyor” demeleri üzerine, Peygamberimiz (s.a.s.) bir daha bal yememeye söz verdi ve meseleyi arzettiği hanımına, konuştuklarını kimseye söylememesini tembih etti. Fakat Hz. Hafsa durumu Hz. Aişe’ye iletince, Tahrîm sûresinin olup bitenleri haber veren ilk âyetleri nâzil oldu. (bk. Buhârî, Tefsir 66/1; Eymân 25; Müslim, Talâk 20, 21; Tirmizî, Tefsir 66)

Bahsedilen olay gelen âyetlerde şöyle hülasa edilerek bundan gereken dersin çıkarılması istenmektedir:

[1] Meğafir, özel kokusu olan bir çiçektir. Şayet arı, balını bu çiçekten alırsa, balında meğafir kokusu olur.

Tahrim Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tahrim Suresi 2. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...