Takbih Ne Demek? Anlamı Nedir?

Takbih ne demek? Takbih ifadesinin anlamı nedir? Takbih kelimesine örnek cümleler...

Tak­bîh: Çir­kin gör­me, ayıp­la­ma, kı­na­ma anlamlarına gelmektedir.

TAKBİH KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Temkin ehli büyükler, bu ilimden kendilerine verilen nasîbi, sığ idrâklere teklîf etmemişlerdir. Zîrâ aklın kavramakta âciz kaldığı bu mahrem sırlar, ehli olmayanlardan gizlenmelidir. Nitekim Allâh’ın bazı kullarına lutfettiği bu müstesnâ sırlara sahip olanlardan Hallâc-ı Mansûr, kalbindeki tecellîlerden ufacık bir huzmeyi fâş ettiği için kanı heder edilmiş, îdamla cezalandırılmıştır.

Hallâc’daki bu hâl, birçok velîde de görülmüştür. Fakat bu, ne bir tesbît ve ne de bir teşhîstir. Bu, sâdece geçici bir hâldir ki fenâfillâh makâmındayken temkin hâlini muhâfaza edemeyip, akla riâyeti kaybeden velîlerde zuhûr eder. Aklın zâhirî kıstas ve kıyaslar âlemini terkettiği, yâni tükendiği bu hâlde, sâhibine şer’an bir teklif yoktur. Zîrâ ilâhî ölçüyle, şer’î mes’ûliyetin ilk şartı “akıllı olmak”tır. Aklın ise böyle sözlerde hiçbir hissesi
yoktur. Bu hâllerin akılla idrâk edilmesi mümkün değildir.

Böyle hâller cezbenin galebesiyle vâkî olduğundan, böylelerine tasavvuf tâbiriyle “meczûb”17 denilir. Onların zâhir ölçülerine sığmayan bu gibi hâlleri ehlince mâzur görülürse de avâm-ı nâs tarafından takbîh edilmesi de kınanmaz. Bunun için Hallâc-ı Mansur’un misâlimizdeki zikrettiğimiz sözü ve âkıbeti hakkında; “Hallâc da haklı, onu öldürenler de.” sûretinde hükmedilegelmiştir. Bu sebepledir ki tasavvufta “temkin” çokca tavsiye edilmiş
ve meczup değil, câzip olmaya gayret etmek makbûl sayılmıştır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.