Taksim Camii Hakkında Bilgi

Taksim Camisi 28 Mayıs 2021’de ibadete açıldı. Taksim’de temeli 4 yıl önce atılan ve 4 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği cami, mühendislik açısından da birçok yeni özelliği de barındırıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle yapılacak olan Taksim Camisi’nin açılış töreni, cuma namazının ardından gerçekleştirildi.

Dönemin Beyoğlu Belediye Başkanı olan Ahmet Misbah Demircan, 10 Şubat 2017’de yaptığı açıklamada projenin mimarının Şefik Birkiye ve Sur Yapı’nın sahibi Elmas ailesinin bu proje inşaatını ve bedelini karşılayarak vakfedeceğini resmen duyurmuş, Taksim Cami’nin sembolik temeli Şubat 2017’de atılsa da Anıtlar Kurulu’nun kontrollü el kazıları yaptırdığı caminin inşaatına Haziran 2017’de başlanmıştı.

TAKSİM CAMİSİNİN MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Proje mimari olarak hem zemin kat hem de birinci bodrum katta İstanbul’un en yoğun arterlerinden olan İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı’nı birleştiren ve bu ilişkiyi içerdiği sosyal mekanlarla besleyen, bu sayede de cami bünyesini sürekli canlı tutabilen bir yapıya sahip.

Taş ve prekast kaplama cepheleri ile titanyum çinko alaşım kaplı kubbeleri ile Taksim cami, cephelerinin tamamından giriş imkanı sunuyor. Bu sayede Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı üçgeninde bir odak noktası oluşturabildiğine dikkati çekilen projede, mühendislik olarak camide Türkiye’de ve dünyada sayılı uygulamalardan olan Top-Down yöntemi kullanıldı.

“TOP–DOWN” SİSTEMİNİN KULLANILDIĞI TEK CAMİ

Taksim Camisi’nin mühendislik açısından ayrışan en önemli özelliğinin Top-Down sistemi ve bu sistemin kullanıldığı tek cami olması olduğu belirtilirken, cami bu yöntemle, klasik uygulamaların tersine sıfır katından aşağı ve yukarıya doğru inşa edildi.

Bu yöntem sayesinde yapım esnasında derin kuyu kazısı yapılmadan, çevre bina ve yollara, meydana hiçbir zarar vermeden inşa edilmesine imkan tanındı.

Caminin geleneksel cami formlarının modern çizgiler ve malzemelerle yorumlanarak 19. yüzyıl Beyoğlu mimarisinden esinlenen özgün bir tasarımla inşa edildiği, kültür ve sanatla açısında birçok vatandaşın bir araya geleceği, dijital kütüphanesinden yararlanıp kitap okuyacağı, dinleneceği, sergilerin yapılacağı bir kültür merkezine sahip olduğu ifade edildi.

TOPLAM NAMAZ KAPASİTESİ 4 BİN KİŞİ

Cami’nin, 2 bin 482 metrekarelik arsa alanı ve yaklaşık 16 bin metrekarelik inşaat alanına sahip olduğu da vurgulanırken, 163 araçlık kapalı otoparkıyla 2 bin 950 metrekarelik namaz kılınabilir bir alanı bulunuyor.

İbadet alanında 3 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği camide, dış avluda cenaze namazı kılabilecek kişi sayısı ise 2 bin 400. Kadınlar için 465 metrekarenin ayrıldığı camide, 620 kadın bir arada namaz kılabiliyor. Caminin açık ve kapalı toplam namaz kapasitesi ise 4 bin kişi.

Projenin kubbe kaplamalarında kullanılan titanyum-çinko alışımı özel olarak getirtildi. Projede, 3 bin metrekare titanyum çinko alaşımı ile kubbe ve çatı kaplaması yapılırken, cephelerde kullanılan mermerler ise Bursa ocaklarından seçilmiş olan Emparador Light ve Antalya Demre ocaklarından seçilmiş olan Aero Cream taşlarından oluştu.

İç tezyinatlarında ve hat sanatı uygulamalarında “naht” tekniği kullanılan cami de mihrap, mimber ve kürsü tasarımı yine geleneksel formun modern bir yorumu olarak bizzat Mimar Altan Elmas tarafından tasarlandı. Mihrap tasarımında Esmaü’l Hüsna hattat Davut Bektaş telifi ile “istif yazı” ile yazıldı.

Projede 50 bin 500 metreküp hafriyat, 20 bin 500 metreküp betonarme betonu atılırken, 3 bin ton betonarme çeliği kullanıldı. 7 bin 500 metre fore kazık, 310 ton yapısal çelik imalatları, 8 bin metrekare cephe taş kaplama, bin 300 metrekare de cephe prekast montajı da yapıldı.

Taksim Camisi, 2 bin 482,46 metrekare toplam inşaat alanı, 33 metre kubbe yüksekliği, 2 şerefiyeli 64,80 metre minaresi, 10 bin metrekare otopark alanı, 4 bin kişi ibadet alanı, bin 800 metrekare bodrum ve zemin katlarda salon, sergi salonu, kütüphane ve aşevi mekanları sunuyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER

İstanbul’da Gezilecek Yerler

İSTANBUL’DAKİ BÜTÜN TEKKELERİN İSİMLERİ VE YERLERİ

İstanbul’daki Bütün Tekkelerin İsimleri ve Yerleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.