Tanzanya'ya Bereket Getirdi

Gezi tutkunu fotoğrafçı Sevde Sevan Usak, 5 yıl önce gittiği Tanzanyalı eşi Saita'nın memleketi Masai'de açtırdığı derin su kuyuları ve bahçe tarımıyla bölgedeki insanların kaderini değiştirdi.

İstanbul'da yaşayan 48 yaşındaki Sevde Sevan Usak, hayatını fotoğraf çekmeye adamış gezgin. Gittiği 74 ülkede çektiği insan ve doğa fotoğraflarıyla gazete ve dergilere gezi yazısı hazırlayan Usak, 5 yıl önce gittiği Tanzanya'da eşini buldu.

Usak, eşiyle yaşadığı Masai bölgesinde insanların zorlu yaşamına tanıklık etti. Elektrik ve suyun olmadığı yerde Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarıyla irtibat kuran Usak, bir yıl içinde 4 derin su kuyusu açtırdı.

Kuraklığın yaşanmaz hale getirdiği yerde açılan kuyulardan çıkarılan temiz su, bölgenin kaderini değiştirdi. Masailerin kıt kaynaklarla hayata tutunduğu Afrika'da, 15 çeşit sebze ve meyveyi yetiştiren Usak, kısa sürede halkın sevgisini kazandı.

"White (beyaz) Masaili" ve "Türk gelin" ismiyle anılan Usak, bölgede bahçe tarımının gelişmesine öncülük etti. Yardımseverliğinin yanı sıra Masaililerle kurduğu güçlü diyaloğu sayesinde halkın sevgisini kazanan Sevde Usak'ın adı doğan çocuklara veriliyor.

Sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımlarıyla da ilgi çeken ve iki bin kişinin yaşadığı Masai'nin adeta kaderini değiştiren "beyaz gelin" çok sayıda ödüle layık görüldü.

ÇOK SAYIDA ÖDÜL ALDI

Tanzanya'nın uzak bölgesinde gösterdiği fedakarlığıyla çok sayıda ödül alan Usak, "Faaliyetler için orada devamlı birilerinin bulunması gerekiyordu. Benim böyle bir katkım oldu. O insanlarla birlikte yaşadım. 'Beyaz Masaili' diye takılıyorlar. Kısa sürede onlara ve bölgeye uyum sağladım. Doğan çocuklara ismimi verdiler. Yakınlık oldu, sevdiler. Ödül verilmesinin sebebi ilk defa böyle bir işi yapmak için bölgede ikamet etmem dolayısıyladır." değerlendirmesini yaptı.

Usak, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından "Dünyayı iyilik değiştirecek" sloganı ile gerçekleştirilen 4. Uluslararası İyilik Ödülleri organizasyonunda, 1500 iyilik hikayesi sahibi arasından ödüle layık görüldü.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.