Tarihe Dokunan Gençler

Gençlere yönelik çalışmalar yürüten Lider Eğitim Derneği, yaz mevsiminde Anadolu’nun dört bir yanından gelen yüzlerce genci Çanakkale’de ağırlıyor. Düzenlenen “Tarihe Dokun” projesi kapsamında gençlere, atalarının Çanakkale’de yazdığı destana şahit olmalarına öncülük ediliyor.

Lider Eğitim Derneği, “Tarihe Dokun” projesi kapsamında Çanakkale’de yaz mevsiminde gençliği, tarihi görerek ve dokunarak yaşamaları için ecdadın birikimleriyle buluşturuyor.

Çanakkale yarımadası üzerinde bulunan kamp alanında Bungalov evlerde kalan gençlerin, şehitlik ziyaretleri ve seminerlerle milli bir şuur kazanmaları amaçlanıyor.

GENÇLER TARİHLE BULUŞUYOR10472688_680626748651554_3040221885758853674_n

“Tarihe Dokun” projesinin tanıtım metninde ise şu ifadeler yer alıyor:

“Medeniyetlerin kodları geleceğe bırakılan eserler­de gizlidir. Merhametin kuş yuvalarına, yardımsever­liğin sadaka taşlarına, toplumsal birlikteliğin Selatin Camilere, iyiliğin çeşmelere, temizliğin hamamlara, dayanışmanın vakıflara, irfanın tekkelere kodlandığı medeniyetimizin izleri keşfedilmeyi beklemektedir.

Bizde geleceğimizin sahibi gençlerimizin yetişirken ecdadının tarihe düştükleri izleri keşfetmeleri ve on­ların tecrübelerinin farkında olmaları gayesiyle tari­he dokunmak üzere yola çıkıyoruz.

“Tarihe Dokun” projesi, gençliği, tarihi görerek ve dokunarak yaşamaları için ecdadın birikimleriyle buluşturuyor.”

GEZEREK-GÖREREK MİLLİ BENLİĞİNİ İNŞA ET

10463922_678509155529980_4743880467949321105_nJaponya, Almanya, Fransa ve Rusya gibi dünyanın gelişmiş ülkeleri, düzenledikleri tarih kültürü gezileriyle yetişmekte olan genç kuşaklara; birinci ve ikinci dünya savaşının acı-tatlı hatıralarını aktararak yeni nesillerin millî benliklerini inşa etmelerini sağlıyor.

Bunun en güncel örneğini, 2014 yılında Çanakkale’de düzenlenen Şafak Âyini’ne Yeni Zelanda’dan ve Avustralya’dan gelen beş binden fazla turistin katılmasında gördük. Binlerce kilometre yol kat eden bu insanlar, Anzak Koyu’nda uyku tulumları içinde güneşin doğuşunu bekleyip yıllar önce bu topraklarda can veren işgalci atalarının hissiyatına ortak olmaya çalışıyorlar.

İstanbul; dünyanın en eski medeniyet merkezlerinden biri. Dünyanın en büyük iki devletine başkentlik yapmış, adeta bir açık hava müzesi.

Çanakkale ise bir dünya devletinin tarih sahnesinden çekilip yeni bir devletin tohumlarının vatan evlatlarının kanlarıyla atıldığı, var olma mücadelesinin destanlaştığı bir tarih sahnesi. Bu nedenle tarihî ve kültürel varlığımızı ülkemizin gençlerine en güzel şekilde aktarmaya ve anlatmaya çalışan Lider Eğitim Derneği geçmişle gelecek arasında bir köprü oluşturmaya çalışıyor.

Ayrıntılı Bilgi: www.tarihedokun.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.