Tarihin En Büyük Güneş Tutulmasına Sayılı Günler

Ulusal Güneş Gözlemevi, 21 Ağustos’ta tarihin en büyük güneş tutulmasının gerçekleşeceğini açıkladı. Yaklaşık 200 yıldır eksik hesaplanan Güneş'in yüzölçümü, tutulma sayesinde ilk defa gerçek değerlerine yakın olarak ölçülecek.

İngiltere merkezli gözlemevinde görevli bilim insanlarının 'tarihin en büyüğü' olarak tanımladığı güneş tutulması sırasında Ay, yaklaşık 90 dakika boyunca Güneş'in önünde kalacak.

Sadece ABD'den izlenebilecek tam tutulma, DKIST teleskopu ile de ölçümlenecek.

Bilim insanları yaptıkları araştırma sonucunda, Güneş'in yarıçapının daha önce hesaplandığından çok daha büyük olduğuna dair bir araştırma ortaya koydu.

Sabah'ta yer alan habere göre; bilimsel çalışmanın sonuçları 21 Ağustos'ta ABD'den izlenebilecek "tam Güneş tutulması" esnasında ispatlanacak. Buna göre neredeyse 200 yıldır eksik hesaplanan Güneş'in yüzölçümü ilk defa gerçek değerlerine yakın olarak ölçülecek.

İLK KEZ 1891'DE ÖLÇÜLMÜŞTÜ

Alman astronom Arthur Auwers, 1891 yılında tarihte Güneş'in boyutunu ilk kez tahmin eden kişi olarak tarihe geçti. Auwers, Yıldız'ın fotosferindeki çıplak gözle görülebilen dalgalanmaları baz alarak Güneş'in yarıçapını 696 bin kilometre olarak hesaplamıştı.

Alman astronomun modellemesi 2015 yılınakadar kullanıldı. Bu tarihte Uluslararası Astronomi Birliği, Güneş'i izleyen uyduları baz alarak, Yıldız'ın yarıçapını 695 bin 700 kilometre olarak yeniden hesapladı.

Google Maps için, Güneş ve Ay tutulmalarını detaylı olarak modelleyen araştırmacı Xavier Jubier, gözlemlerinin Güneş'in daha önce düşünülenden büyük olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. NASA'dan araştırmacı Ernie Wright da yaptığı araştırmanın sonuçlarından yola çıkarak Jubier ile aynı fikirde olduğunu açıkladı.

Kaynak: yenisafak.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.