Tarîkatların Farklı İsimle Anılmaları Neden Kaynaklanmaktadır?

Tasavvuf

Tarîkatların farklı isimlerle anılmasının sebebi nedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Tarîkatlar genellikle kurucularının adlarıyla anılmaktadır. Bâzı tarîkatlar ise öne çıkardığı temel prensipler sebebiyle o adı almıştır. Meselâ Halvetiyye tarîkatı eğitim sisteminde kırk günlük “halvet” konusuna, Celvetiyye tarîkatı halvetin zıddı; halkın arasında bulunmak anlamına gelen “celvet” konusuna önem verdiği için bu adla anılmıştır.

Bir tarîkat ya da meşreb olduğu tartışmalı olan Melâmiyye ise “melâmet”i öne çıkaran bir meşreb ve tarîkattır. Melâmet, nefsi levm etmek ve kınamak demektir. İnsanın övülecek ve takdîre lâyık görülecek meziyetlerini gizleyip halkın kınamasına fırsat vermek için hatâ ve kusûrlarını gizleme lüzûmu görmemesi, iyilik ve güzelliklerini gizlemesi, satışa sunmaması; buna mukâbil eksik ve kusûrlarının ortaya çıkmasından râhatsızlık duymamasıdır. Melâmet sâhibi kişi bu sâyede, nefsin marazlarından kurtulmayı ve onun gizli birtakım tutkularına pirim vermemeyi amaçlar. Çünkü nefs, insanların takdîr ve alkışlarına çabucak kanar.

Tasavvufta: “Allah’a giden yollar mahlûkâtın nefesleri sayısıncadır” anlayışı sebebiyle tarîkat sayısında bir sınırlama yoktur. Hattâ “tarîkat insanların sayısınca değil, nefesleri sayısıncadır” denmiştir. Çünkü insan her an, içinde bulunduğu tecellîye göre ayrı bir biçimde Allah’a yaklaşabilir.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları