Tariz Ne Demek? Tariz Nedir?
Tariz ne demek? Tariz kelimesinin anlamı nedir? Tariz kelimesine örnek cümleler...
Târiz: Üstü kapalı şekilde, kinâye yollu söz dokundurma, tenkit ve iğneleme anlamlarına gelmektedir.
TARİZ KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Hebbâr bin Esved de İslâm düşmanlarının önde gelenlerinden idi. Mekke’den Medîne’ye devenin üzerinde hicret ederken kasten Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in kızı Zeyneb -radıyallâhu anhâ-’yı mızrağıyla vurarak deveden aşağı itmişti. Hazret-i Zeyneb hâmile olduğundan çocuğunu düşürmüş ve ağır bir şekilde yaralanmıştı. Bu yara daha sonra vefâtına sebep olmuştu. Hebbâr, bunun gibi daha birçok suç işlemişti. Mekke’nin fethinden sonra kaçtı ve ele geçirilemedi. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Medîne’de ashâbıyla oturduğu bir esnâda huzûr-i saâdete gelerek müslüman olduğunu bildirdi. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- onu da affetti. Ona hakâret edilmesini ve târizde bulunulmasını yasakladı.
*****
Yûsuf -aleyhisselâm-’ın böyle yapmaktan maksadı kardeşlerinden intikam almak değildi. Çünkü kendine yapılanları affetmişti. Lâkin onların yaptıkları işlerde bir de Allâh hakkı vardı ki, onu affetmek Yûsuf’un elinde değildi. Ancak o, kardeşlerinin Allâh katında da affa mazhar olmalarını istiyordu. Bu sebeple kendisini tanıtmadan önce, Allâh’ın hakkı nâmına târizli bir îkâz ihtivâ eden “Siz mutlakâ hırsızsınız!” suçlaması ile onları ciddî bir pişmanlık duygusuna sevk etmek istedi. Onların yaptıkları en müthiş cürüm (hırsızlık), bir hîle ile babalarından Yûsuf’u çalmalarıydı. Yusuf -aleyhisselâm- onları bütün yaptıkları kötülüklerden tevbeye yönlendirmek için Bünyamin’in bu şekilde kalmasını temin etti. Gerçekten de bundan sonraki gelişlerinde kardeşlerinin nasıl bir kalb yumuşaklığı ile ve ne kadar saf ve temiz düşüncelerle dönüp geldikleri görülmektedir.
*****
“Gecenin karanlığı O’nu (İbrâhîm’i) kaplayınca O bir yıldız gördü. «Rabbim budur!» dedi. Yıldız batınca «Ben batanları sevmem!» dedi. (Daha
sonra) Ay’ı doğarken görünce (yine) «Rabbim budur!” dedi. O da batınca «Rabbim bana doğru yolu göstermezse, elbette yoldan sapanlardan olurum.» dedi. Güneş’i doğarken görünce de «Rabbim budur! Zîrâ bu daha büyük.» dedi. O da batınca dedi ki: «Ey kavmim! Ben sizin (Allâh’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım! Benim Rabbim, bütün noksan sıfatlardan münezzeh olan Allâh’tır! Ben hanîf61 olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Allâh’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.»” (el-En’âm, 76-79)
Bu âyet-i kerîmelerde ifâde edilen hakîkat; İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın Allâh’tan başkasına tapan zavallılara, gittikleri yolun yanlış ve inançlarının bâtıl olduğunu göstermesidir. Nitekim Hazret-i İbrâhîm -aleyhisselâm- bir yıldız görerek: “Bu benim Rabbim olacak ha!” dedi. Evvelâ bir yıldızın, Rab olabileceğini uzak görerek etrafındakilere bir târizde bulundu. Çok geçmeden o yıldız batınca: “Ben, batanları sevmem.” diyerek ilâhlık ve kullukta sevginin en mühim esas olduğunu ve buna mukâbil batmanın ilâhlık delili değil, bilâkis yaratılmışlık ve yok olma delili olduğunu ifâde etmiştir. Bu sebeple de böyle varlıkları ilâh zannetmenin, sonu boşa çıkacak bir sapıklık olduğunu, Rabb’in zevâlden berî olan bir yaratıcı kudret olması gerektiğini anlatmıştır.