Tasadduk Ne Demek? Tasadduk Nedir?
Tasadduk ne demek? Tasadduk kelimesinin anlamı nedir? Tasadduk kelimesi örnek cümleler...
Tasadduk: Sadaka verme anlamına gelmektedir.
TASADDUK KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
On deve ile Abdullâh arasında kur’a çektiklerinde, kur’a Abdullâh’a çıktı. On deve daha ilâve ederek kur’ayı tekrarladılar, yine Abdullâh’a çıktı. Develerin sayısı yüze varıncaya kadar kur’a bu minvâl üzere devâm etti. Sayı yüze ulaşınca bu sefer kur’a develere çıktı. Abdülmuttalib iyice emîn olmak için kur’ayı üç defâ daha tekrarladı. Bu esnâda ayağa kalkarak oğlunun kurtulması için Allâh’a duâ etti. Her defâsında da kur’anın develere çıktığını görünce oradakiler, sevinçlerinden tekbîr getirdiler. Sonra Abdulmuttalib develeri kurbân ederek etlerini tasadduk etti.
*****
Zekât, belli bir miktarın üzerinde mala sahip olan zenginlerin, hicrî takvime göre senede bir defa mallarından % 2,5 nisbetinde Allah için vermeleridir. Zekât; fakirlere, yoksullara, zekât toplayan memurlara, gönülleri İslâm’a ısındırılacak olan kimselere, hürriyetlerini satın almaya çalışan kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışanlara ve yolda kalanlara verilir. (et-Tevbe, 60)
Hayvanlar ve toprak mahsulleri de zekâta tâbîdir. Her birinin hesapları farklı farklı yapılır. Toprak mahsullerinin zekâtına “öşür” denir.
İslâm, zekât gibi belli ölçüde mecbûrî bir infâkın yanında yüksek himmet sahiplerinin, durumlarına göre infak ve tasaddukta bulunmasını da kendilerine bırakmıştır.
*****
“…Hazret-i Âişe g öylesine cömert idi ki, Allâh’ın rızık olarak yarattığı şeylerden kendisine gelen hiçbir şeyi yanında tutmaz, derhâl tasadduk ederdi…” (Buhârî, Menâkıb, 2)
*****
“Sadaka âyeti nâzil olunca, sırtımızda yük taşıyarak kazancımızdan infâk etmeye başladık. Derken bir adam geldi ve çokça sadaka verdi. Münâfıklar; «Gösteriş yapıyor.» dediler. Bir başkası geldi, bir ölçek hurma tasadduk etti. Yine münâfıklar; «Allâh’ın bunun bir ölçek hurmasına ihtiyâcı yoktur.» dediler.
*****
Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, Hayber’de ganîmetten payına düşen güzel bir hurmalık arâziye sâhip olmuştu. Rüyâsında üç gün üst üste bu arâziyi infâk etmesi kendisine işâret edildi. O da, Hazret-i Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-’ e gelerek:
“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Şimdiye kadar sâhip olmadığım kıymette bir hurmalığa mâlikim. Bu hususta ne buyurursanız, öyle yapacağım.” dedi.
Allâh Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
“–Dilersen bu hurmalığın mülkünü Allâh için tasadduk et (vakfet)! Artık o alınıp satılmaz, hibe edilmez ve ona vâris olunmaz. Onun mahsûlü yalnız infâk edilir.” buyurdular.
Bunun üzerine Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, mâliki olduğu bu hurmalığı vakfetti. Allâh yolunda gazâ ve cihâd edenler, esâretten kurtulmak isteyen köleler, misâfirler vb. nice ihtiyaç sâhipleri, bu bahçeden istifâde etti.
*****
“Mallarını gece ve gündüz, gizlice ve açıkça infak edenler yok mu, işte onların Rableri katında ecir ve mükâfâtları vardır. Ve onlara herhangi bir
korku yoktur. Onlar hiçbir zaman mahzun da olmazlar.” (el-Bakara, 274)
Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh-, sâhip olduğu kırk bin dinarın on binini gece, on binini gündüz, on binini gizli, on binini de açıktan olmak üzere tamâmen tasadduk etmişti. Bu âyet-i kerîmenin nüzûl sebeplerinden birinin bu olduğu rivâyet edilmektedir. (Âlûsî, Rûhu’l-Meânî, III, 44)
YORUMLAR